ALISTIRMA: FONETIK
Ünlüler
A
Konusma dilimizde birbirinden ayri söylenen iki (a) vardir. Bunlardan biri (kalin a) digeri de (ince a) dir. Her iki (a) bazen uzun, bazen kisa okunabilir. Bu iki (a) yi söylerken birbirinden ayirt etmek için (ince a) nin üzerine su ( ^ ) isareti koyarak gösterelim.
Kalin A
Su sekilde söylenir: Dil dogal durusunu degistirerek ortaya dogru biraz yükselir, dudaklar hareketsiz, yanaklar gevsek ve çeneler açik. aaa aaaa aaaa
Elâlem ala dana aldi ala danalandi da biz bir ala dana alip aladanalanamadik. Akrabanin akrabaya akrep etmez ettigini. Aglarsa anam aglar, kalani yalan aglar.
Ince A
(Kalin a) ya oranla daha ileriden söylenen bir ünlüdür. Dilimize geçen yabanci kelimelerden gelmistir. Bu kelimelerin basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: lâla, lâstik, hâl. hâlbuki, lâf, lâkirdi, lâle, lâl, kâse, lâle, lânet, lâzim, kâzim, kâtip gibi.
Lâla lâtif lâleli lâmbasini lâcivert lâke lâvabodan nâzik, nâdide sefkâte verdi.
Uzun A
Bunu da (â) seklinde gösterelim :
Önek: Nâne, nâdir, nâme, câhil, câhit, seyahât, sâdik, sâbit, kâtil, nâzik târih, mâvi, hâttâ, hârf, dikkât, sefkât, kabahât, sihhât, nâmus, nâne, nâsihat,
E
Konusma dilimizde birbirinden ayri söylenen iki (e) vardir. Bunlardan biri (açik e) digeri de (kapali e) dir. Bu iki (e) yi söylerken birbirinden ayirt etmek için (kapali e) nin üzerine su () isareti koyarak (açik e) den ayiralim. eee eeee eeee
Açik E
(Açik e) su sekilde söylenir: Çeneler (a) ünlüsünde oldugu gibi, dil ileri dogru yükselir. Kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Es, sen, sene- Edebi edepsizden ögren: Ekmegi ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver: Evlinin bir evi, evsizin bin evi var. - Bir elin nesi var, iki elin sesi var. - Sen dede ben dede bu ati kim timar ede.
Kapali E
(Kapali e) su sekilde söylenir: dudak kenarlari kulaklara dogru biraz yaklasip çeneler hafifçe sikilir.
Gece penceredeki benekli tekir kedi tenceresindeki eti yedi.
I
Su sekilde söylenir: Çikis noktasi damagin arka kismindadir. Dudaklarin kösesi kulaklara dogru açilir. Dil damagin arkasina dogru toplanarak dar bir geçitten havayi birakir. Dilimizde (i) ünlüsü kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Isi, islik, ilicali iiii iii iiiii
- Ihlamuru isit: Tikir tikir: Miril miril: Sikir sikir. Yigin yigin, kipir kipir, gicir gicir, islak islak, piril piril, firil firil, ziril ziril.
I
Su sekilde söylenir: Çikis noktasi damagin ön kismindadir. Dudaklarin kösesi kulaklara dogru açilir, dil damagin iki yanina dayanarak dar bir geçitten havayi birakir. Kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Iz, dil, izci iii iiiii iiiii
Iki dinle bir söyle- iki el bir bas içindir.
Dilimizde süresi uzun olan (i) lere rastlanir:
Icat, biçare, bitap, bitaraf, veli, fenni, fiziki, cani, hayati, nihai, fuzuli, deruni
O
Konusma dilimizde kalin ve ince olmak üzere iki ayri O vardir.
Kalin O
Çeneler açik, dudaklar birbirine yakindir ve agiz içi yuvarlaktir. Kelime baslarinda sik rastlanir. Örnek: Ot, ova, ocak, olmak, ordu, oda, orman, ortak, bando, banyo, biblo, bono, fiyasko, tango, solo, fono, foto, radyo, stüdyo, sato, tempo, vazo, Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz. oooo oooo ooo
Ince O
Biraz daha ileriden daha az yuvarlak yapilarak söylenir.
Lobutlari los locasinda notaliyan normâl lort losyoncusunun lokantasinda nohutlari lokumlarla karistirdi.
Ö
Çeneler ve dil (açik e) ünlüsünde oldugu gibidir. dudaklarin alt ve üst köseleri birbirine yaklasip agiz küçük bir yuvarlak gibi olur. (ö) ünlüsü çogunlukla kelime basinda bulunur. ööö ööö öööö
Örnek: öbek, öc, ödenek, ödünç, ödesmek, ödev, öfke, ögrenmek, ögrenim, ögretim, ögünmek, ögüt, ökçe, öksürük, örs
- Ölenle ölünmez. - Ölüm kalim bizim için. - Önce düsün. sonra söyle. - Öfkeyle kalkan zararla oturur.
U
Konusma dilimizde birbirinden ayri söylenen iki (u) vardir. Bunlardan biri (kalin u) digeri de (ince u) dur.
Kalin U
Çeneler açik, dudaklar birbirine iyice yaklasik ve agiz tam bir küçük yuvarlak olur. Örnek: Uç, ucuz, uçak, uçurum, uykucu, ulu uuu uuu uuu
Unkapani ugradigi ugursuzluktan upuzun uzandi.
Ince U
(Kalin u) ya oranla daha ileriden söylenir. Ünlüsü çogunlukla yazida (ü) ünlüsü ile gösterilir. Örnek: Rûya, rûzgâr, hûlya, gûya, lûzûm, lûtfen, lûgat, nûr, nûmara, Nûri,
Gûya Hûlya rûyasinda Lûtfiye nûmarali nûtuk söyliyerek lûtfetmis.
Ü
Çeneler ve dil (açik e) ünlüsünde oldugu gibidir. Dudaklarin alt ve üst köseleri birbirine iyice yaklasir ve büzülür. (ü) ünlüsüne dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda sik rastlanir. Örnek: Üç, üçgen, üçlü, üçüz, üflemek, ülker, ülkü, ün, ünlem, ünlü, üreme, ürkek ,ürpermek, üzüm, üstün, üsenmek, ütü üüü üüü
- Üzüm üzüme baka baka kararir. -Ülker üzüntüden üzüm üzüm üzüldü. -Ürümesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir.
Ünsüzler
B
Dudaklarin birlesip açilmasiyla meydana gelir. Kelimenin basinda veya ortasinda bulunur. Kelime basinda örnek: Bas, bos, biçak, biber Kelime sonunda (p)ye dönüsür. Örnek: Kitap, kap, hesap, çorap. Ancak kelime sonunda ünlü bulunursa eski konumuna döner: Örnek: Kitabi, dolabi, kabi, hesabi
Gerçekte (p) ile biten kelimeler ise degismezler. Örnek: sap-sapi, çöp-çöpü, top-topu, tüp-tüpü, küp-küpü, kulp-kulpu, hap-hapi,
Bi Be Ba Bo Bu Bö Bü Bi Bip Bep Bap Bop Bup Böp Büp Bip
Bil Bel Bal Bol Bul Böl Bül Bil Bir Ber Bar Bor Bur Bör Bür Bir
Bit Bet Bat Bot But Böt Büt Bit Bis Bes Bas Bos Bus Bös Büs Bis
Babasinin benekli bildircini bitisik bostanda böceklerden bunalarak büzüldü.
C
Disler birbirine yaklasik, dil ucu dizlerin ön kenarina yayilmis, alt çene asagi düserek çikar. Örnek: Cam. caba, cacik, coskun, cömert, cüce, cümle. Kelime sonunda (ç) olur.
Ci Ce Ca Co Cu Cö Cü Ci Cip Cep Cap Cop Cup Cöp Cüp Cip
Cik Cek Cak Cok Cuk Cök Cük Cik Cit Cet Cat Cot Cut Cöt Cüt Cit
Cambaz Cevat ciliz cimri coskunla cömertlige cumbada cüret ettiler.
Ç
C harfinden biraz daha sert olarak çikar. Çikis biçimi aynidir.
Çi Çe Ça Ço Çu Çö Çü Çi Iç Eç Aç Oç Uç Öç Üç Iç
Çip çep Çap Çop Çup Çöp Çüp Çip Tiç Teç Taç Toç Tuç Töç Tüç Tiç
Piç Peç Paç Poç Puç Pöç Puç Püç Piç Siç Seç Saç Soç Suç Söç Suç Süç Siç
Çardakli çesmedeki çirak, çiçekleri, çorbanin çöregini ve çuvallari çürüttü.
D
Dilin damagin ön kismina üst dis köklerine dokunmasiyla çikarilir.
Örnek: Dam, dal, dar, dis, dis, dadi, dede, deney,-demir,
Kelime sonunda (t) olur. Yalniz anlamlan ayri olup söylenisleri benzeyen bir kaç kelimeyi birbirinden ayirmak için (d) olarak yazilir. Örnek: Ad (isim), at (hayvan), od (ates), ot (bitki), had (derece), hat (çizgi)
Di De Da Do Du Dö Dü Di Dip Dep Dap Dop Dup Döp Düp Dip
Dik Dek Dak Dok Duk Dök Dük Dik Dit Det Dat Dot Dut Döt Düt Dit
Dir Der Dar Dor Dur Dör Dür Dir Diz Dez Daz Doz Duz Döz Düz Diz
Davulcu dede disarlikli dikisçiyi dolandirirken dönemecin duvarindan düstü.
F
Üst kesici disler alt dudagin üstüne dokunup açilmasiyla çikarilir. Dilimizde çogunlukla kelime basinda, pek seyrek olarak da ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Fal, fil, fakat, falaka, falanca, faras, felek, ferman, fasafiso, federasyon, felâket, felç, fevkalâde, frak, fitre, film•, fayans, fötr, fonojenik, futbol, füze
Fil Fel Fal Fol Ful Föl Fül Fil Fit Fet Fat Fot Fut Föt Füt Fit
Fip Fep Fap Fop Fup Föp Füp Fip Fif Fef Faf Fof Fuf Föf Füf Fif
G
Dil sirtinin damagin gerisini, bir de damagin daha ön kismini kapatmasiyla meydana gelir. Örnek: Gaga, gagalamak, gam, galiba, gar, garaj, gargara, gazete, gelincik, göçmen, gölge, gönye, görev, güzellik.
(G) ünsüzünün iki çikis noktasi vardir. Ince ünlülerle damagin ön kismindan çikar. Örnek: Gâh, gel, gör, git, gûya, güç. Kalin ünlülerle damagin gerisinden çikar. Örnek: Gar, gicik, gocuk, guguk, gibi.
Gi Ge Ga Go Gu Gö Gü Gi Gik Gek Gak Gok Guk Gök Gük Gik
Gip Gep Gap Gop Gup Göp Güp Gip Gif Gef Gaf Gof Guf Göf Güf Gif
Gil Gel Gal Gol Gul Göl Gül Gil Gir Ger Gar Gor Gur Gör Gür Gir
Galip Geyvede gir gir giden gocuklu göçmen gururluya güldü.
G
Dilimizde varligini ancak kendinden evvel gelen ünlünün süresini uzatmakla hissettirir. Kelime basinda bulunmaz, iki ünlü arasinda ise ikili ünlü meydana getirir. Örnek: Bogaz-boaz, dogal -doal, yogurt - yourt
Konusma dilimizde bazan y ve v seslerine döner. Örnek: Eger-eyer, diger-diyer, soguk-sovuk
Gi Ge Ga Go Gu Gö Gü Gi Gir Ger Gar Gor Gur Gör Gür Gir
Gip Gep Gap Gop Gup Göp Güp Gip Gil Gel Gal Gol Gul Göl Gül Gil
H
Bir soluk harfi olup agzin (kalin a) ünlüsünü çikardigi durumla meydana gelir. Örnek: Habbe, haberci, haber, hacamat, haci, haciyatmaz, hadde, hademe, hafiz, hafif, hafta, hakiki, hakir, hâlbuki, hallac, hassâs, hece, himhim, hipnotizma, hokkabaz, hulâsa, hulyali, hüner, hücum, hücre, hüviyet,
Hi He Ha Ho Hu Hö Hü Hi Hih Heh Hah Hoh Huh Höh Hüh Hih
Hip Hep Hap Hop Hup Höp Hüp Hip Hit Het Hat Hot Hut Höt Hüt Hit
Hil Hel Hal Hol Hul Höl Hül Hil Hir Her Har Hor Hur Hör Hür Hir
Habes hemsire hirkali hizmetçi hoppa hödüge hurmalari hürmetle sundu.
J
Disler birbirine, dil sirti da kati damaga yaklasir, havanin dil ortasindan sizmasindan meydana gelir. Örnek: Jale, Japon, jandarma, jambon, jelâtin, jeoloji, jeolog, j jest, jilet, jübile, jüri.Halk arasinda (j) ünsüzünün (c) oldugu görülür. Örnek:Japon- Capon, jandarma - candarma, panjur = pancur, jurnalci = curnalci,
Ji Je Ja Jo Ju Jö Jü Ji Jij Jej Jaj Joj Juj Jöj Jüj Jij
Jir Jer Jar Jor Jur Jör Jür Jir Jil Jel Jal Jol Jul Jöl Jül Jil
Jip Jep Jap Jop Jup Jöp Jüp Jip Jis Jes Jas Jos Jus Jös Jüs Jis
Japon jeolog jiletini jurnaliyle jüriye verdi.
K
Dil sirtinin damagin gerisini, bir de damagin daha ön kismini kapatmasiyla meydana gelir. Ince ünlülerle damagin ön kismindan kalin ünsüzlerle ise arka kismindan çikar. Örnek1: Kel, kir, kör, kâtip kâhya, Örnek2: Kaba, kaya, kaçak, kadastro, kadin kadife, kalp, kal
Ki Ke Ka Ko Ku Kö Kü Ki Kik Kek Kak Kok Kuk Kök Kük kik
Kil Kel Kal Kol Kul Köl Kül Kil Kir Ker Kar Kor Kur Kör Kür Kir
Kip Kep Kap Kop Kup Köp Küp Kip Kit Ket Kat Kot Kut Köt Küt Kit
Kara ketenlik külahli kus kara kediyi yedi
L
Dil ucu damagin ön kismina(lale), bir de daha gerisine(olay) dayanir, hava dilin yanlarini titreterek sizar. Örnek: lâbirent, lâboratuvar; lâcivert; lâçka, lâdes, lâf, lâkap, lâhana, leylâk, leziz, limon, lise, litografya, liyakat, löca, lödos, lökanta, lokma, lökomotif, lösyon, lös,
Li Le La Lo Lu Lö Lü Li Lil Lel Lal Lol Lul Löl Lül Lil
Lir Ler Lar Lor Lur Lör Lür Lir Lip Lep Lap Lop Lup Löp Lüp Lip
Lit Let Lat Lot Lut Löt Lüt Lit Lin Len Lan Lon Lun Lön Lün Lin
(L) ünsüzü bazi kelime ortalarinda ve sonlarinda kaybolur, Örnek: Nasi sey = nasil sey, kak ordan = kalk ordan, Adi konusmada (r) ünsüzünün (l) olduguna sik rastlanir. Buna (Lelesme) denir.Önek: Birader-bilâder, Berber-belber, servi - selvi, serbest = selbes, bâri = bâli, diye= diyelek, kerli ferli = kelli felli, zemberek -zembelek, merhem - melhem, terlik = tellik, amerikan = amelikan
M
Dudaklarin birlesip açilmasi ve damagin hafif alçalmasiyla meydana gelir. Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Maalesef, macera, maç, madalya, maalmemnuniye, maarif, modern, mücevher, madenî, manzume, müzakere, mütemmim
Mi Me Ma Mo Mu Mö Mü Mi Mip Mep Map Mop Mup Möp Müp Mip
Mir Mer Mar Mor Mur Mör Mür Mir Mil Mel Mal Mol Mul Möl Mül Mil
Min Men Man Mon Mun Mön Mün Min Mim Mem Mam Mom Mum Möm Müm Mim
Muhallebici melankolik Misirli Mirza modern mösyöyle Muradiyede müzik dinledi
N
Dilin damagin ön kismina, dis köklerine dayanip açilmasiyla meydana gelir: Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Nasir, nadan, nadide, nafaka, nafile, naftalin, nakil, nakit , nal nalbant, namaz, namus, nankör, narin, narkoz, nâsihat, nâzim, nazik, nesir, nezaket, nilüfer, nisan
Ni Ne Na No Nu Nö Nü Ni Nip Nep Nap Nop Nup Nöp Nüp Nip
Nil Nel Nal Nol Nul Nöl Nül Nil Nir Ner Nar Nor Nur Nör Nür Nir
Nim Nem Nam Nom Num Nöm Nüm Nim Nin Nen Nan Non Nun Nön Nün Nin
Namli nane nini nini naneleri numaraladi
P
Dudaklarin birlesip açilmasiyla ve açilma sirasinda disariya hava firlamasiyla meydana gelir. Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Paça, paçavra, paket, pala, palamut, panorama, pansiyon, pantolon, papatya, paragraf, paramparça, parasüt, paratoner, parazit, patinaj, pedagoji, plak, plaka, plan, planör, politika, porselen, porsiyon, program, projeksiyon, protesto, psikoloji,
Pi Pe Pa Po Pu Pö Pü Pi Pip Pep Pap Pop Pup Pöp Püp Pip
Pil Pel Pal Pol Pul Pöl Pül Pil Pir Per Par Por Pur Pör Pür Pir
Pit Pet Pat Pot Put Pöt Püt Pit Pis Pas Pos Pus Pös Püs Pis
Palavraci peltek pisirik piskin poturlu porsuk pulcu püskürdü.
R
Dil ucunun yukaridaki kesici dislere yakin noktayla meydana getirdigi kapagin bir çok defa açilip kapanmasiyla meydana gelir. Kelime basinda bulunan (R) kolay söylenir. Fakat kelime sonlarindaki (R) ünsüzlerine önem verilmezse anlasilmasi güç olur. Örnek: Rabita, radyatör, radyografi, rahat, roket, raket, ramazan, randevu raptiye, rol, reçete, rehber, rehin, rejisör, rakip, reklâm, rekor, repertuvar, reverans, rezonans, riyakâr, romatizma, rota, rozet, röportaj, rûya, rûzgâr,
Ri Re Ra Ro Ru Rö Rü Ri Ir Er Ar Or Ur Ör Ür Ir
Rir Rer Rar Ror Rur Rör Rür Rir Tir Ter Tar Tor Tur Tör Tür Tir
Fri Fre Fra Fro Fru Frö Frü Fri Gri Gre Gra Gro Gru Grö Grü Gri
Radyolu ressam Ramis Rasimin romaniyla röportaj yapti
S
Dudaklar açiktir, dilin ucu alt dis köklerine yaklasir ve hava dilin arasindan tonsuz olarak sizar. Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Sap, saat, sabah, sabotaj, saman, servis siska, seksek senaryo, stüdyo, spiker, smokin, hassas, kasa gibi...
Si Se Sa So Su Sö Sü Si Sil Sel Sal Sol Sul Söl Sül sil
Sir Ser Sar Sor Sur Sör Sür Sir Sis Ses Sas Sos Sus Sös Süs Sis
Sis Ses Sas Sos Sus Sös Sus Sis Isi Ese Asa Oso Usu Ösö Üsü Isi
Sandiklida sepetleri sirali simitçi sofrada sökülen sucuklari süpürdü
S
Disler birbirine, dil sirti da kati damaga yaklasir, hava dilin ortasindan çikar. Örnek: santaj, santiye, safak, sahin, saksakçi, simendifer, simsek, sarapnel, sarjör, Sifre, sövale, süphe, sölen,
Si Se Sa So Su Sö Sü Si Sil Sel Sal Sol Sul Söl Sül Sil
Sir Ser Sar Sor Sur Sör Sür Sir Sis Ses Sas Sos Sus Sös Süs Sis
Sis Ses Sas Sos Sus Sös Süs Sis Siz Sez Saz Soz Suz Söz Süz Siz
Samli semsek simsir safak saksaklandi
T
Dilin damagin ön kismina dis köklerine dayanip açilmasiyla meydana gelir:. Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Tabak, taban, tabela, tablet, tablo, talih, tarih, tapu, tatil, teklif, tekzip, telefon, teleskop, televizyon, telgraf, temenni, tempo, temsil, tentene, tepki, terlik, termos, testere, transatlantik, transformatör, trapez, titiz, tiyatro, tren, tribün, turp, turnike, tünel,
Ti Te Ta To Tu Tö Tü Ti Tik Tek Tak Tok Tuk Tök Tük Tik
Tir Ter Tar Tor Tur Tör Tür Tir Tit Tet Tat Tot Tut Töt Tüt Tit
Tis Tes Tas Tos Tus Tös Tüs Tis Tis Tes Tas Tos Tus Tös Tüs Tis
Tatar tepsici tiknaz titiz Tosun tömbekici tulumbaciyla tütün tüttürdü.
V
Üst kesici disler alt dudagin üstüne dokunur. Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Vade, vadi, vagon, vahsi, vakit, vantilâtör, vapur, varil, varis, vasiyet, velvele, vergi, vestiyer, vesvese,
Vi Ve Va Vo Vu Vö Vü Vi Viv Vev Vav Vov Vuv Vöv Vüv Viv
Vil Vel Val Vol Vul Völ Vül Vil Vir Ver Var Vor Vur Vör Vür Vir
Vis Ves Vas Vos Vus Vös Vüs Vis Vis Ves Vas Vos Vus Vös Vüs Vis
Velveleli vasi vesvese vadide vagon verdi
Y
Dil ortasiyla ön damak arasindan çikar. Dilimizde kelime basinda ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek: Yaba, yaban, yagmur, yalan, yamyam, yanki, yan, yaris, yaz, yas, yangin, yayan, toy, çay
Yi Ye Ya Yo Yu Yö Yü Yi Yiy Yey Yay Yoy Yuy Yöy Yüy Yiy
Yil Yel Yal Yol Yul Yöl Yül Yil Yir Yer Yar Yor Yur Yör Yür Yir
Yis Yes Yas Yos Yus Yös Yüs Yis Yiz Yez Yaz Yoz Yuz Yöz Yüz Yiz
Yalvaçli yelpazeli yildiz yirmi yoksul yörükle yumurtalarini yükledi.
Z
Dilin ucu alt dis köklerine yaklasir, hava dilin arasindan tonlu olarak çikar. Kelimelerin basinda, ortasinda ve sonunda bulunur. Örnek; Zafer, zahire, zahmet, zakkum, zalim, zaman, zambak, zamk, zar, zarar, zarf, zemzem, zenci, zerdali,
Zi Ze Za Zo Zu Zö Zü Zi Zip Zep Zap Zop Zup Zöp Züp Zip
Zil Zel Zal Zol Zul Zöl Zül Zil Zir Zer Zar Zor Zur Zör Zür Zir
Izi Eze Aza Ozo Uzu Özö Üzü Izi Zis Zes zas Zos Zus Zös Züs Zis
BOGUMLANMA
Ünlü ve ünsüz sesleri tam bir belirginlikte seslendirebilenler saglam bogumlanma yaparlar. Bogumlanma yetenegimizin gelismesi için ses organlarimizin zorlandigi tekerlemeleri bol bol seslendirmemiz sorumuzu çözmemize yeterli olacaktir. Asagida önce ünlaler ve ardindan ünsüzlerin esas alindigi tekerleme örnekleri verilmistir. Bu tekerlemeleri hatasiz ve çok rahat okuyabilecek sekilde tekrar etmelisiniz. Bogumlanma yeteneginin gelisimi için her türlü metnin bol bol okunmasini tavsiye ediyoruz.
ALISTIRMA: BOGUMLANMA
ÜNLÜLER:
(A) Abanadan Adanaya abarta abarta apar topar ahlatla agdali avuntucu ahmak Ahmetin avandanliklarini aparanlardan Acar Abdullah ile akilli Abdi aksam aksam bize geldi. Al bu takatukalari, takatukaciya takatukalatmaya götür. Takatukaci takatukalari takatukalamam derse takatukacidan takatukalari takatukalatmadan al getir.
(i) Igdirin igil igil akan iliman irmaginin kiyilari iklim tiklim ilgin kaplidir.
(o) Okmeydanindan Oguzeline otostop yap; Oltuda volta at, olta al; Orhangazide Orhanelili Orhana otostopluk ögret; sonra da Osmancikli Osmana otoydu, totoydu, fotoydu, dök!
(u) Uluborlulu utangaç Ulviye ile Urlali ugursuz Ulvi ugrasa ugrasa Urfadaki urgancilara uzun uzun, ulam ulam urgan sattilar.
(i) Ibibiklerin ibiklerini iyice iyilestirmek için Istinyeli istifçi Ibisin istif istiridyeleri mi, yoksa, Iskilipli Ispinoz isportaci Ishakin isligindeki ibrisimleri mi daha iyi, bilemiyorum. Ibisle Memis, mahkemeye gitmis, mahkemelesmis mi, mahkemelesmemis mi?
(e) Eger Eleskirtli elestirmen Esref ile Edremitli Bedriyi Egenin en iyi egercisi biliyorlarsa, ben de Ermenekli Erdem Ergenenin en iyi elektrikcisidir derim.
(ö) Özbezönün özbeöz Ödemisli öngörülü ögretmeni Özgüraslan ile Özgüluslan özellikle özerk ön ögretimde öylesine özverili, övünç verici ve övgüye deger kisiler ki, hani tüm ögretim örgütleri içinde en özgün örnek onlardir diyebilirim.
(ü) Ürdünlü ûnlü üfürûkçü Üryani, Ünye, Üsküdar, Ürgüp üzerinden ûlküdeslerine üstüpü, üstübeç, üvez, üzûm, üzengitasi ve üzünç götürürken, Üveyikten ürûyerek, ûvendirelerini sürüyerek yürüyen ûçkagitçi ütücülerin ürkûntü ûreten ünü batasica ünlemleriyle ürküverdi.
ÜNSÜZLER:
(f) Farfaraci Fikriye ile favorili fasa fiso Fahri Fatsali Fatmayi görünce, feslegenci feylesoy Feyyazi, findikçi Ferhundeyi animsayarak feveran ettiler. Felemenkte Felemenklerin Felemenkçe mi konustuklarini düsûne düsüne fertligi çektiler.
(p) Pohpohçu pinti Profesör pofur pofur pofurdayarak hinçla tunç çanak içinde punç içip pûlverizatör prospektüsünû papazbaligi biblosunun berisindeki papatpa buketinin bu yanina biraktiktan sonra pâlas pandiras Pülümürle Pötürgeden getirdigi pörsük pötikare pöstekiyi Palulularin Pitircik pazarinda partenogenes pasaparolasi ile pertavsiz pervasiz pervaz peysajini ve peronospora pestenkerani pestilini posbiyikli pisbogaz pedegoga Pinarbasinda bes etti.
(m) Marmaradaki Karmarisli mermerciler mermerciligi meslek edinmisler, ama Mamaktaki mamacilar manyetizmacilikla marmelâtçiligi meslek edinememisler.
(v) Virvirci Vedia ile vidi vidici Veli velinimeti vatman Vahit e vilâyette veda edip Vefâ ya dogru vaveylâsiz, velevasiz velespitle volta vururlarken voleybolcu Vatran virtüöz Vicdanî ve Viransehirli vatansever viyolonselist Vecibe ile karsilastilar.
(b) Babaeskili babacan Bahri Beberuhi Bedri ile biyiksiz biçkici bingildak Bahirin Bigadiçteki bonbon bonmarsesine varmislar, o adadakilerin yüzlerine bön bön bakarak, büyülü büyük buhurdanligi bugulu bugulu bosaltip bombos birakmislar, sonra da Bodrumda gözden kaybolmuslar.
(s) Sazende Sazi ile zifoz Zihni zaman zaman sizin sokagin sag kösesinde sinsi sinsi fiskoslasarak sizî zibidi Suziye sonsuz ve sorumsuz sorgun ederler. Sasonun susuz sazliklarinda badece soganla sarmisak yetisebilecegini söyleyen Samsunlu sebzecilerin sözüne sizler de sessizce ve sezgilerinize siginarak inanabilirsiniz.
(s) Savsatli Saban, Sarkislali sipsakçi Sekip, Sishanesden seytankusunu, sis siyeyi sislemis, siye kesise sis demis.
(ç) Çatalagzinda çatalsiz Çatalcali çatalcinin çarpik çurpuk çalçene Çoruhluya çarptirmasina ne dersin? Çatalcada topal çoban çatal yapip çatal satar, nesi için Çatalcada topal çoban çatal yapip çatal satar? Kari için Çatalcada topal çoban çatal yapip çatal satar. Çarik çorap dolak, ben sana çarik çorap dolak mi dedim.
(l) Leyla ile Lalelili Laleye leblebi ile likör ikram etmis. Lüpçüler,1ütfen lüzumlu lüzumsuz lakirdilari birakin da lüzferle rizk, rot, rop, rint, ring, ray, radyoaktivite nedir diye konusun.
(z) Zonguldakli Zaloglu Zöhrenin kizi Zühal zibidi Zekiye ziyafet zerketti.
(s, t, z) Sedat Tinazin tasasi suratsiz teyzesine rastlama sezen siska sülük tazisini tuz tortusu tütsüsüiie tutmasiydi.
(s, s) Su köse yaz kösesi, su köse kis kösesi, 0rtadaki soguk su su sisesi.
(c) Cemil, Cemile, Cemal cumalari cilaci cüce Canipin cicili bicili cumbali ciltevinde cümbür cemaat cacikli civcivle cücüklü cacik yerler sonra da Cebecili cingöz cografyacinin cinci ciciannesinin circirböcegini dinlerler. Ocak kivilcimlandiricilarindan misin, kapi gicirdaticilarindan misin? Ne ocak kivilcimlandiricilarindanim, ne kapi gicirdaticilarindanim.
(d) Dadayli dadimin Dodurgali düdük delisi dedesi diline doladigi dedbebeli dedim dedisiyle dirdirini dilinden düsürüp de bir kez olsun doya doya düden diyemeden, düdenin dallara doldurdugu doyumlu yemislerden doyasiya yiyemeden daridünyadan göçüp gitti.
(k -i-u) Kilisli kikirik kilimci Kilizmandaki kilitli kilisede kimligini kimseye sezdirmeden kucak kucak kuskuslu kuskonmazi kukumav kusuna, kisiliksiz kulagakaçan kirlig kirloz kirpiye de Kusadasinin kushanesindeki kusbasli kusbazla birlikte önce kisnisli kusüzümünû, sonra da Kumlanin kumlu kumlu kuskirazini yutturmus.
(k-i-i) Kinikli kilibik kirpinti Kiyasettin, Kirimli kilkuyruk kitmiri kikir kikir kikirdatarak küskütük küçümen küfeci külhaniyle külüstür Kürsati külünklü küngür üstüne küttedek devirdi.
Kirikhandaki kirikçi kirçil kargin kirgin kirikçisi kirmizi kirda kikir kikir kikirdayarak Kirimli kikirdakçinin kizil kirlangiçlarini kisin kirlarda Kirgizli kirpintici kirisik Kirimtovun kirikkiraklariyla besliyormus.
(k-o-ö) Koca kokoz kokainman kokorozlana kokorozlana Kazablankali kozmonota kök, kok, köken, kokot, kök sökmek, kokoreç, kökmantar, köknar, köçekçe, körkandil, krematoryum, kösnüklük ne demek diye sormus.
(y) Yalancioglu yalincik yayladiginin yahnisini yagsiz yiyebilirse de yayladiginin yagli yogurdundan, Yüksekovanin yusyumru yumurta yumurtlayan tavuklarindan, bir de yörük ayraniyla yufkasindan asla vazgeçemez.
(g) Güneyli girgin gammaz Galip Gavurdaginda güpegündüz galeyana gelmis de Gülgiloglu Gaziantepli gazup gazinocuyu Gölköylü gitaristle birlikte Gümüshaneye göndermis. Geçen gece Gemerekten Gedize gelen Gebzeli gezginci gizemcilerden gitarist general Genzel, gençlere, gerçekdisilikla gerçeklik disi iliskiler arasinda ne gibi bir geçerlilik gerçekligi oldugunu sordu.
(k, g) Galata kulesi kapisi karsisindaki kuru kahvecinin gigisi çikik, disi kirik, kurbaga kafali, karakoncolos kalfasi Hakki karisikliga getirip kahveye kavruk kakule kirigi katti.
(h) Hahamhanede hahambasi hahami homur homur homurdanir görûnce, hemencecik heyecanlandi, hizlandi, hosnutsuz hirçin halhallarla halkalari, halatlari hallaçlara verdi.
(b- p- d-y) Bati tepede tahta depo dibinde beytutet eden pullu dede tekkesinden matrut bitli Vedat, dar derede tatli duttan dürülü pide yutup pösteki dide dide dört ayda dört türlü derde tutuldu.
(b-p)Bir pirinci birinci bulusta bir inci gibi birbirlerine baglayip Perlepe berberi bastibacak Bedri ile beraber Bursa bagrina parasiz giden bu paytak budala, basasi topal Badiden biberli bir papara yedi.
(b-d) Baldiran dallari ballandirmali mi, ballandirilmamali mi? Sonra o bala daldirilan baldiran dallari dallandirilmali mi, balli dalla dallandirilmamalimi?
(t-d) Titiz, temiz, tendürüst dadim; tadini tattigi tere demetini dide dide dagitti da hiddetinden hem dut dalinda takili duran dirilti düdügünü öttürdü, hem de didine didine dedim dedi, dedim dedi dedi durdu.
(t-ç-s) : Ûstü üç tasli taç sapli üç tunç tasi çaldiran mi çabuk çildirir, yoksa iç içe yüz ton saç kapli çani kaldiran mi çabuk çildirir? Üç tunç tas has kayisi hosafi.
(t-k) AI bu takatukalari takatukaciya takatukalatmaya götür. Takatukaci takatukalari takatukalamam derse, takatukacidan takatukalari takatukalatmadan al gel.
(l-d-n) Elalem bir aladana aldi aladanalandi da biz bir aladana alip aladanalanamadik.
(k-r) : Kirk kirik küp, kirkinin da kulpu kirik kara küp.
(k-r-d) A be kuru dayi, ne kuru sari dari bu dari a be kuru dayi?
(b-m-s) : Ibisle memis mahkemeye gitmis, mahkemelesmis mi, mahkemelesmemis mi?
(d-l-t-r-k) Su karsida bir dal, dalda bir kartal; dal sarkar, kartal kalkar; kartal kalkar, dal sarkar. Dal kalkar, kartal sarkar, kantar tartar. Su karsidaki kara kuru kavak, karardin mi ey kara kuru kavak, sarardin mi ey kara kuru kavak!
(s-k) Bu yogurdu sarmisaklasak da mi saklasak, sarmisaklamasak da mi saklasak.
(m-y-l) Bu yogurdu mayalamali da mi saklamali, mayalamamali da mi saklamali?
(b-s-z) Sizin damda var bes boz basli bes boz ördek, bizim damda var bes boz basli bes boz ördek. Sizin damdaki bes boz basli bes boz ördek, bizim damdaki bes boz basli bes boz ördege : siz de bizcileyin bes boz basli bes boz ördek misiniz demis.
(d-p-k) Degirmene girdi köpek, degirmenci çaldi kötek; hem kepek yedi köpek, hem kötek yedi köpek.
VURGU
Konusma sirasinda kelimelerin tüm heceleri ayni tonda ve ayni vurgu ile okunmaz. Tüm dillerde kelimelerin farkli hecelerine vurgu yapilir ve bu vurgular konusmanin dogalligini olustururlar. Tek düze ve tek tonda çikan bir konusma akisini düsünün. Bilgisayar makinelerine okutulan konusma metinlerini dinlemisseniz bu vurgu monotonlugunu açik bir sekilde gözlemlemissinizdir. Her dilde kelimelere yapilan vurgu yerleri degisebilir. Burada Türkçede vurgularin yerleri konusunda bize yardimci olacak bazi kurallari aktariyoruz:
1. Her kelimenin bir hecesi üzerinde mutlaka ses baskisi (vurgu) vardir. Örnegin “heyecan” kelimesinde vurgu son hecededir.
2. Türkçede kural olarak vurgular son hece üzerindedir. Istisnalar hariç kelimeye ekleme yapildikça vurgu son heceye dogru kayar.
hece-- heceler-- hecelerde -- hecelerdeki
3. Bazen vurgu sondan önceki hecelerden birine yapilir. Bu tür istisna durumlari asagida gösterelim:
--Ilk heceye: Il, bölge, semt adlari
Il: Ankara, Samsun, Erzurum, Izmir, Konya, Rize, Urfa, Paris, Sofya, Moskova
Bölge: Akdeniz, Marmara, Ege, Karadeniz
Semt: Dikmen, Çankaya, Etlik, Bahçecik, Topkapi
--Ortadaki hecelerden birine: Il, bölge, semt adlari
Erzincan, Edirne, Trabzon, Sakarya, Denizli, Anadolu, Keçiören, Dusambe,
--Zarf ve baglaçlarda ilk heceye:
Niçin, ancak, önce, sonra, ayrica, yalniz, belki, henüz, ansizin, nasil, hangi
--Türkçe kelimelerin aldigi bazi ekler vurguyu bir önceki heceye kaydirir. Bu ekler: “ ce, le, me/ma, se/sa, im/sin”
“Sence, benimle, okuma, yazdirma, giderse, bilirsin”
4. Dilimizde bulunan Arapça- Farsça kökenli bazi kelimelerde uzun heceler vardir. Uzun seslerde istisna bir durum, vurgu uzatilan hece üzerinde görünür. Bu kelimeleri ögrenmek gerekiyor. Bu uzatmalar kelimelerin basinda, ortasinda veya sonunda olabilir. Bu kelimeler için genel bir kural yoktur. her birinin kendine özel bir vurgusu bulunur. Bu kelimelerin uzatilan hecelerinin yerine göre vurgu basta, ortada veya sonda bulunur.
Vurgu basta: kâtil, câhil, sâmi
Vurgu ortada: teâmül, mukâbil, hazîne, mücâdele,
Vurgu sonda: Ziyâ, katî, denî, zekî, hafî,
5. Türkçede “g” her zaman, “y” ise bazi durumlarda vurguya benzer bir degisim olusturur. “G” ünsüzü bulundugu hecede kendinden önce gelen ünlünün uzatilmasina yol açar. Ayni uzatma durumu “y” için de geçerlidir. Söz konusu uzatma seslendirmede vurgu gibi yansimaktadir.(yan yana iki ünlü uzatmayi belirtmek için kullanilmistir.)
“G” ünsüzü ile: yagmur= yaamur, ögretmen=ööretmen, ögle=ööle, agabey=aabey, kogmak=koomak
“Y” ünsüzü ile: böyle=bööle, söylemek=Söölemek, öyle=ööle
6. Sert ve gürültülü çikan bazi ünsüzler vurguyu bulunduklari heceye tasirlar. Bunun için söz konusu ünsüzün hecenin son harfi olmasi gerekir. Bu ünsüzler “ç, k, p, r, s, z”
kaçtim, yokmus, sapti, ordu, sasti, ezdi
7. Abarti amaciyla kullanilan bazi heceler vurguyu kendi üzerlerine alirlar.
simsiki, koskoca, büsbüyük, büsbütün, bambaska, binbir
ALISTIRMA: VURGU
1.Asagidaki siirde kelimeler üzerindeki vurgulu heceler alti çizili -veya koyu olarak- olarak gösterilmistir. Bu vurgularin özellikleri üzerinde çalisin ve ardindan dogru vurgulari yaparak metni okuyun.
HAYALIYLE CENNET OLDU BU BATAK
1)
Bir izdirap verdin bana
Iç dedin
Gözlerimden yudum yudum içmisim
Daracik dünyaya saçilmis kalbim
Saçlarimdan püfür püfür dumanlar
Tutam tutam, avuç avuç saçlarim 2)
Bir dag yaptin yollarimda
Geç dedin
Tepe taklak, bas üstünde geçmisim
Zulüm kustu zalim mahluklar bana
Yüregim kan, cigerim alev alev
Parça parça, bölük pörçük yüregim
3)
Duygulari tek tek dizdin yoluma
Seç dedin
Içlerinde sevgi vardi, kin vardi
Kan doldu gözlerim, kin doldu
Sevsem ates, sevmesem bin bir ates
Ezdi beni, yikti beni asklarim 4)
Ümitleri kapattin simsikiya
Suç dedin
Daglar ördün aramiza, diken diktin
Delinmez dag parçalari, asilmaz bu yol
Ayaklarim delik desik, kucagimda daglarim
Yapayalniz, hüngür hüngür aglarim
5)
Lanet ettim bu karanlik döngüye
Çik dedim
Iç döngüler batak gibi, çikilmaz
Al ellerim...Al kan olmus yüregim
Bana beni bilen tek Rabbim yeter
Hayaliyle cennet oldu bu batak
Rahmetinde simsicacik ellerim
Muhammed Bozdag
DURAK
Söz söylemenin dogalligi çerçevesinde soluk alma ve duraklama yapilir. Soluksuz ve duraklamasiz bir konusma monoton oldugu kadar anlasilabilme eksikligi de dogurur. Metinlerin her bölümü, her ibare kendi içinde bir anlam bütünlügü tasir. bu anlam bütünlüklerinin açikça birbirinden ayrilmalari ve birbirleriyle iliskilendirilmeleri gerekir.
Okudugumuz metinlerde durak yerleri çesitli noktalama isaretleriyle gösterilir. Anlam bloklari “.”, “,”, “;”, “:”, “-”, “( )”, gibi isaretlerle gösterilirler. Bazi metinlerde noktalama isaretleri soluk alma ve duraklama için yeterli olabilir. ancak genellikle konusma dili ile yazi dili arasinda belirgin farklar vardir. Yazi dilindeki duraklarin konusma dilinde aynen kullanilmasi anlasilabilirligi zedeleyebilecegi gibi pratik olarak da bu mümkün olamayabilir. Su halde konusma sirasinda metin akisina göre duraklar olusturmak zorundayiz. Bu duraklar
a) Çok kisa olabilir. Yapilan sadece duraklamadir. Soluk almiyorsunuz, çok kisa durakliyorsunuz. “Sorun var, ama çözüm de var.” cümlesinde virgül isaretinden sonra duraklama yapilmasi gerekir. Ama bu duraklama o kadar kisadir ki nefes almaya imkan tanimaz.
b) Biraz uzunca olabilir. Bu duraklamalarda soluma yapilmaktadir. Örnegin: “Biz kendimizi basarili olmaya, engellerimizi asmaya adadik. Tüm gücümüzle büyük gelecegimiz için çalismaya devam edecegiz.” Burada iki cümle arasindaki durak biraz uzunca olan ve soluk alinan duraktir.
c) Soluma mümkün oldugu kadar gürültüsüz olmalidir. Eger nefesinizi tüketirseniz ani ve gürültülü solumak zorunda kalirsiniz. Özellikle mikrofon karsisinda konustugunuzda solumanizin tüm gürültüsü dinleyiciler tarafindan algilanir. Soluma gürültüsü dinleyicilerinizi rahatsiz eder, konusmanizi sevimsizlestirir. Solumanin gürültüsüz olmasini saglamak için gerekli her imkani kullanarak mümkün oldugu kadar sik ve küçük hacimli solumalar yapmamiz gerekir.
Iki önemli terimi iyi anlamaliyiz:
Durak: Sadece durdugumuz, soluma yapmadigimiz kisa aralardir.
Durak ve Soluk: Hem durdugumuz hem de soludugumuz biraz daha uzunca olan bir aradir.
Asagida konusma esnasinda yapacagimiz soluk noktalamalarina iliskin kurallari veriyoruz:
1. Durak ve solugun mutlaka gerekli oldugu durumlar:
a)Her paragraf arasinda, bölüm baslarinda sonlarinda, bölümler arasinda.
b)Tirnak içinde yazilan baskasina ait olan sözlerden önce ve sonra
Örnek: “Bana geldi, ---- “kendimi çalismaya adadim.”---- dedi.
c)Herhangi bir sorudan sonra veya cevaptan sonra
Örnek: Niçin daha çok çalismayalim?---- Istersek bunu basarabilecegimizi biliyoruz.
Örnek: Çocuk zeki miydi dersiniz?---- Evet çocuk zekiydi.----Bunu biliyoruz.
2. Durak ve solugun sart olmadigi ancak mümkün oldugu durumlar:
a) Çok kisa olmayan cümlelerin noktalarinda:
Insanlar heyecanla kosusturuyorlardi.-- Bir yardimci ariyorlardi.
b) : ve ; isaretlerinden sonra
Örnek: Iki tür tembellik vardir:-- Bedensel tembellik ve zihinsel tembellik.
Örnek: Orada hayvanlari görüyordum;-- kuslar uçuyordu, tavsanlar zipliyordu, çekirgeler ötüyordu.
c)Iki kisa cümle “ve” ile baglanirsa, “ve” den önce.
Örnek: Bütün gücüyle direnerek ayaga kalkmaya çalisti --ve sonunda ayaga kalkip yürümeyi basardi.
d)Cümle basinda geçen bütün yön kelimelerinden sonra
“esasen, evvela, bana göre, o halde, çünkü, dolaysiyla, birinci olarak...”
Aslinda, --ben de böyle güzel tablolar çizebilirdim.
O halde,-- neden üzerinize düseni yapmiyorsunuz?
3. Asagidaki durumlarda sadece durak noktalamasi yapilmalidir. Soluk alinmaz.
a) Cümle uzunsa özneden sonra
Örnek:Okulumuz--günesli günlerde üzerinde yürümekten zevk duyacaginiz genis bir yolun öteki ucunda bulunuyor.
b)Tekrarlanan seylerin ilkinden önce
Örnek:Yildizlarin-- Ayin, Günesin hep ayni mesaji verdigini görüyorum.
c)Zitliklari ayirmak için
Örnek:Okudugu roman degil-- hikaye kitabi.
d)Parantez veya iki virgül arasindan önce ve sonra
Örnek: Bana gelip, --güya üzüldügünü hissettirerek,-- özür diledi.
Elleriyle tanimaya çalisirken-- (gözleri görmüyor)-- bunun bir vazo oldugunu anladi.
4. Asagidaki durumlarda sadece durak noktalamasi yapilmasi mümkündür.
a)ayni anlami tasiyan art arda kelimeleri birbirinden ayirmak için
b)Bir kelimeyi digerinden ayirmakta yarar varsa
ALISTIRMA: DURAK
1. Asagidaki metinde isaretiyleÛÛÛ isaretiyle, durak ve soluma noktalari da Ûdurak noktalari gösterilmistir. Bu isaretleri dikkate almak suretiyle metni okuyun.
DÜNYA-INSAN KOVALAMACASI
bazen insanlari hayattanÛDünya, Yasamaya küsmüs bir yigin insanÛÛÛ derin istiraplara bogar. Ûbiktirir, ÛÛÛvardir çevremizde.
KötüÛÛÛ Gülemezler. ÛYüzleri soluktur onlarin. Û çevrelerine yansittiklari “gülümseyislerinin” altindaÛgörünmemek için Ve dertleriÛÛÛ ) gözlerinden aci istiraplar dökülür. ÛÛÛ(nefesiniz yetmezse iç dünyalari karÛ Dis yüzlerinin duraganliginin aksineÛÛÛkendi içlerindedir. bitmek bilmez firtinalarlaÛÛve çamur yigintilari arasinda eziktir; ÛÛÛ anaforlarla döner dururlar. Ûsavrulurlar,
Dünyaya uzattiklari elleri Ruhlarinin daglar altinda ezilmisligini görmeyeÛÛÛkoparilmistir. ÛÛÛdayanamazsiniz .
kendi elleriyle yüklendigi buÛ InsanÛSuphanallah... ÛÛÛ dayanikli mi yaratilmis?.. Ûkadar agirliklari çekebilecek kadar
Geçenlerde Inebolunun fedakar insanlarindan muhterem Rasim Süravin huzur Û güzel bir söz nakletti: Û Büyük bir insandan ÛÛÛverici ögütlerini dinledim. ÛÛÛ Dünya benim pesimden geldi.” Û “Dünyanin pesinden gitmedim. ÛÛ
Dünya, )ÛÛÛ (nefesiniz yetmezseÛ pesinden kosmayanlarin pesinden kosarmis; Û Su dünyaya ve hayata küsenÛÛÛpesinden kosanlari da süründürürmüs ardindan. farkinda olmadan “dünya” ve “dünyaliklar” pesinde kosan insanlarÛinsanlar ÛÛÛolmasin...
dünyayi birÛ ellerinden gelseÛDünyayi elde edemeyenler YaraticinaÛ ancak baskalarina degil Û Halbuki ÛÛÛkasik suda bogmak isterler. Û ezer. Û esir gibi kullanir, Û Dünyaya kul olani daÛkul olana esir olur dünya.
Û “Sen dünyada sanki garip imissinÛÛÛNe güzel söylemis peygamber(asm): Û Su dünyanin çirkin yüzüÛÛÛveya yolcu imissin gibi bir halde bulun.” LeylaninÛ kapali gözlerle Û Mecnun, ÛÛÛkalplerden sökülüp atilabilseydi. Û sevilmeye layik olanlarÛ GerçekteÛÛÛpesinden kosmayi birakabilseydi. SevilmeyeÛÛÛ yaraticilarina feda edenlerdir. Ûkalplerinin bir yarisini önce Dünyayi terkÛÛÛ çirpinir dünya. Ûlayik olabilenin sevgisini kazanmak için Û suskunlasir, Û gözyasi döker, Ûeden böyle bir sevgilinin ardindan da gariplesir.
ebedi mekanina dogruÛGarip oldugunu bilen yolcunun kalbi “Nereye gittigini bilenÛÛÛ Jordanin dedigi gibiÛ O zaman ÛÛÛilerler. ÛÛÛ dünya bir yana çekilir.” Ûkisiye yol vermek için
ÛYa yasamaya küsmüs, ÛÛÛ Inleyisleri aci verici. ÛÛÛ soluk yüzlü insanlar... Ûgülemeyen Û zorla, Û garip bir yolcu olmayi kabullenmeyislerine karsilikÛGönülleriyle ÛÛÛiskenceyle gariplestiriliyorlar.
dünyanin pesindenÛBu zamanda ÛÛÛ çok büyük. Û “Insan ruhundan dünyaya açilan menfezler” ÛÛÛgitmemek zor. ÛÛÛ topyekün “dünyevilige” tasiyor insanlari. ÛAkintisina kapinilan sel,
DünyaÛÛÛ “Dünyanin pesinde gitmedim. ÛÛÛÇare yine insanlarda gizli. kalbinÛ Dünyanin pesinden gitmekÛÛÛ Sözünde gizli. Ûbenim pesimden geldi.” Û Dünyanin pesinden gitmemekÛÛÛ ve içindekilere çevrilmesidir. Ûönce dünyaya ) “dagdaki bir magarayaÛÛÛ (nefesiniz yetmezseÛya da dünyadan kaçmak sözüyle ÛÛÛ Magara da dünyadandir. ÛÛÛ kastetmiyoruz. Ûsiginip yasamayi”
ve OnaÛ tüm ruhuyla Yaraticisina açilanÛDünyanin çirkinliklerinden kaçan, Û elbette dünya ve içindekileri de sever. Û Allahi sevenÛÛÛsiginan kimsedir. ÛÛÛ dünyanin da sevgilisi olur. Û Allahin sevgisine kavusan Û Çünkü ÛÛ
soluk yüzlü birÛ hayata küsmüs, Û Gülemeyen, ÛÛÛBöylesi zor mu geliyor? Û ) ruhlari daglar altinda ezmek, ÛÛÛ (nefesiniz yetmezse Ûinsan olmak, yas tutmasini sevenÛ Biz nedenseÛÛÛ daha mi kolay? Ûkalpleri ihanetlere açmak Muhammed BozdagÛÛÛ ikincisini seçiyoruz. Û Çogu zamanÛÛÛbir milletiz. (eski bir denemeden alinti)
2. Benzeri okumalari bulabildiginiz herhangi bir metinde sik sik uygulayiniz. Önce durak ve soluk noktalarini tespit çalismasi yapiniz. Bu noktalari fark ettikçe uygulama yaparak yeteneginizi gelistiriniz.
ULAMA
Diksiyonun özelliklerinden biri de “ulama”dir. Genel olarak tanimlarsak bir kelimenin sonundaki sessiz harfin ardindan gelen kelimenin sesli harfle birlestirilerek seslendirilmesine ulama diyoruz. Ulama söz akisina pürüzsüzlük ve tatlilik verir. Uygun ulama ile yapilan konusmalarda veya seslendirmelerde ses bir nehrin akisi gibi sakin ve düzenli olarak ilerler. Türkçede yer alan ulama özelliklerini asagida anlatalim:
1.Sessiz harfle biten bir kelimenin son harfi sesli harfle baslayan yanindaki kelimenin ilk harfiyle birlesir.
Yazida Konusmada
Ak--sam-- ol--du. Ak--sa--mol--du.
E--lim--den-- al--di. E--lim-de--nal--di.
2. Orijinal yapilarinda “b,c,d,g” harfleriyle biten kelimeler vardir. Bunlar yalin kaldiklarinda “p, ç, t, k”ya dönüsürler. Yazi dilinde sonlarina ek aldiklarinda yumusak konumlarina dönerler. Örnegin Arapça orijiniyle “kitab” Türkçede “kitap” seklinde yazilir. Ancak yayina ek aldiginda “kitabim” örneginde oldugu gibi “p”, “b”ye dönüsür. Konusma dilinde ise ulama bu kurala paralel olarak ayni kelimeyi bir sonraki kelime ile iliskilendirir. Yazi dilinde sert olan harf ulama ile yumusar.
(Orijinali) Yazi Dilinde Ifadesi Konusma Dilinde Ifadesi
(Mahmud) Mah--mut ev--len--di. Mah-mu--dev--len--di.
(Mesud) Mes--ut ol--du. Me--su-dol-du.
(Kitab) Ki--tap al--di. Ki--ta--bal--di.
3. Türkçede kelime sonundaki “k” ünsüzünü, “h” ünsüzü ile baslayan bir kelimenin izlemesi durumunda “h” ünsüzü düser. Iki kelime birbirine baglanir.
Yazi Dilinde Konusma dilinde
Ye--mek ha--ne Ye--me--ka--ne
E--rik ho--sa--fi E--ri--ko--sa--fi
4.Eger kelimeler arasinda durak olursa, kurala uygun olsa da ulama yapilmaz.
Yazi Dilinde Konusma dilinde
Istiyorum, onu görecegim Istiyorum, onu görecegim
Kosustururken, okulu unuttu Kosustururken, okulu unuttu.
5: Bazi durumlarda Iki ayri kelimenin tek heceli olan ilkinde bir ünlü düser ve iki kelime birlesir.
Yazi Dilinde Konusma dilinde
Ne i--çin Ni-çin
Ne a--sil Na-sil
Ne ol--du Nol-du
ALISTIRMA: ULAMA
1.Asagidaki siirde ulama noktalari altlari çizilmek suretiyle gösterilmistir. Önce bu isaretlerin hangi ulama kuralindan kaynaklandigi üzerinde çalisiniz. Ardindan bu isaretlere dikkat ederek metni gerekli ulamalari yaparak okuyunuz.
DARACIK MENZILIMDE BIR AGACIM VARDI
1)
Daracik bir menzil burasi,
Bir avuç kadar dar
Agaç ol, konusurum, duy beni yeter
Ayri dünyamizda olsun, duyarim seni
Yürek olsun sende, sevgi olsun
Olsun, yesillik yesersin yerinde
Sen sen ol agacim, tüm dünya kadar 2)
El pençeyim, mahzunum bugün
Beklesen ruhlarimizda dolasan asirlarin Rüzgarinda
Dans ederken engin eglencelerinde sen
Mahsunum, dostsuzum, yalnizim
Evladim bile unuttu beni, daglarim unuttu
Kokularini paylastigim çiçekler simdi
Ve varligimi paylastigim fani “sevdigim”
Simdi senin gögsünde senligi hayatin
Bagrindaki kuslardan biri de ben degilim
3)
Benim selvimi özlüyorum simdi
Basimi oksayan bir sefkat eli vardi
Dünyayi görürken gözlerim
Gögsünün sicakliginda kaybettigim
Simdi basim senin kollarinda selvim
Senin dallarinda ellerim 4)
Saçlar yemyesil de olurmus
Çiçege dönermis dudaklar
Emanet bedenimi özlüyorum simdi
Bahçendeki çiçeklerde kendimi ariyorum
Yaprak yaprak inleyislerini duyuyorum
Bir zikir günü ki bugün gecemi kaplar
Fani agacim basucumda, sevdigim agacim
Bugünkü günüm bir gün senin de gecene dolar
Sendeki emaneti de teslim alir topragin
5)
Bir gün seninle de kavusacagiz
Kana yaprak kemige odun
Bedenimiz eriyip gitmis olacak
Ikimizin agaci dogacak yeniden
Çürümezse benim bir mezar basligim
Senden bir kaç odun parçasi
Ve benden bir kaç kemik kalacak
Ve eger senin de bir ruhun olursa
Bahçemiz ikimizin olacak 6)
Simdi Bakiyi özlüyoruz birlikte
Fenadan bekaya seyahatin hayalleri
Bu bir avuç, bu daracik menzilde
Tek tesellimiz bizim simdi
Muhammed Bozdag
2. Asagidaki metinde ulama noktalarini tespit ederek çiziniz. Ardindan ulamalara dikkat ederek okuyunuz:
KALIPLAR
Insanlar kendilerine kisilikleri için çizdikleri zihinsel kaliplarin disina çikamazlar. Bizler çözümü defalarca duydugumuz halde kendimizi oturttugumuz dar çerçeveden çikis için gayret göstermeyen garip insanlariz.
Hayatin bazi insanlara “tesadüfen basarma, yükselme, zengin olma vs.” Sansi tanidigini zannedenimiz çoktur. Bir çogumuz müzisyenlerin, yazarlarin, sairlerin, para babalarinin bu isi anne karninda kendilerine verilen kabiliyetlerle gerçeklestirdiklerini saniriz. Bu inanca göre bazilarinin ne maharetli anneleri varmis. Bu yanlis zanlari kabul etmeyen bir çok insan bile farkinda olmadan ayni kaliplarla kendisini kilitlemistir.
En meshur zenginlerin bir zamanlar simit sattiklarini, ayakkabi boyaciligi bile yaptiklarini ögrenince sasiririz. Bir çok yazarin vaktiyle kalemi bile tutamamalarina inanamayiz. Neden bazi insanlar bazilari arasinda siyriliverir veya “sivriliverirler.”
Adaletli ve sefkatli Yaratici, Normal sartlar altinda dogan her insani her türlü basariya ulasabilmelerine imkan taniyan bir potansiyelle dünyaya göndermistir. Ancak dünyaya geldikten sonra sinirliliklar baslatilir. Anne-babasi veya çevresi tarafindan asagilanan bir çocuk etrafinda kaliplar baslamistir. Daha sonra insan “var oldugunu” hissettirmek amaciyla çirpinmaya baslar. Bakkaldan getirilen bir ekmek, ilk karne notlari, takdim edilen bir çiçek, içinde bu amaci gizli tutar.
Oysa bazi insanlar “bu olmamis”, “sen bunu basaramazsin” demekten çekinmezler. Bizler de çogu zaman sözleriyle cinayet isleyen, kabiliyetleri körelten; basarisizlik, çekingenlik, korkaklik imaji olusturan insanlardaniz ne yazik ki... Yas tutmayi sevdigimiz kadar, elestirmeyi, olumsuzluklari ileri sürerek karanlik bir zihinsel tablo olusturmayi seviyoruz.
Merhum Z. Gündüzalpin “Insan ne düsünüyorsa odur.” Dedigini çok duyduk. Anthony Robbins Sinirsiz Güç kitabinda insanlarin hayal kurarken ve düsünürken kullandiklari “olumsuzluk” imajlarini en kötü engel olarak görür.
Her büyük basari bazen yüzlerce basarisizligin arkasinda parildar. Oysa eski bir Rus imparatoru “Yenile yenile yenmeyi ögrendigini “ söyler. Insan her tesebbüsünde hedefine ulasamadiginda bunu basarisizlik olarak görürse bulundugu noktada çakilir. Oysa durumu yeniden inceleyen insan için her basarisizlik basariya bir adim daha yaklasmanin isaretidir. Ani yükselislerin ise gerçek basariyla iliskisi yoktur. Bir balon gibi patlar ve söner.
Hayalimizde yasadigimiz iç konusmalarin fiillerimizde olusturdugu sinirlara bakiniz: “Zengin olmak mi? Bu is için büyük sermaye lazim. Yazar olmak mi? Konusmasini bile bilmiyorum; annemin karninda böyle bir sey ögrenmedim. Meydanlara çikip benim isçim,benim köylüm diye konusmak mi? Ben Süleyman degilim.”
Sevgili kardesim... Ya siz ne siniz? Erkek ve kadin arasindaki küçük bir farktan baska kimin beyni kimin beyninden küçük veya büyük. Kaderin sahibi kimseyi basarisizliga zorla mahkum etmemistir. Ortamin sürükleyisine kendimizi kaptirdigimizda “Ortam sürükleniyorsa sürünmekten baska yapacagimiz hiç bir sey yoktur.” Ne yazik ki en çok ihmal ettigimiz görevlerimizden biri dinimizin ilk emridir. Az okuyoruz veya hiç okumuyoruz.
Basarili bir insanlar topluluguna takilip basariya uçmuyorsak basarinin dinamiklerini incelemeliyiz. Basaranlarin hayati ve yaptiklari bu konuda bize yol gösterecek en açik isiktir. Baska türlü bizi pasifize eden kendi kaliplarimizdan kurtulamayacagiz. Fitrat kanunlarinin isleyisini bilmek zorundayiz. Muhammed Bozdag
3.Durak, ulama ve vurgu bölümlerinde geçen tüm yazi ve siirleri her üç diksiyon kuralina dikkat ederek okuyunuz. Önce vurguya, ardindan, duraklamaya, ardindan ulamaya ve son olarak da her üç temel kurala dikkat ederek okuyun. Okumada devam ettikçe nasil da en güzel seslendirmeyi yapabildiginizi heyecanla göreceksiniz. Sizin seveceginiz sesinizi, baskalarinin da seveceginden emin olunuz.
Ses Organlarının Eğitimi
AKCİĞER VE SES Akciğerlerden çıkan hava gırtlaktan geçerken ses tellerinde titreşimler oluşturur, bu titreşimlerle gırtlak yapısına göre değişik şekillerde çok zayıf sesler oluşur. Bu sesler diğer ses organlarıyla yoğrulur, titreşimlerle rahatlıkla
|
AKCİĞER VE SES
Akciğerlerden çıkan hava gırtlaktan geçerken ses tellerinde titreşimler oluşturur, bu titreşimlerle gırtlak yapısına göre değişik şekillerde çok zayıf sesler oluşur. Bu sesler diğer ses organlarıyla yoğrulur, titreşimlerle rahatlıkla
işitilebilecek kadar büyür ve kimlik kazanır. Herkesin ses organlarının yapısının farklılığı ölçüsünde farklı sesleri veya ses kimlikleri vardır. Burada önce ses organlarımızın istediğimiz sesi çıkarabilecek yeteneğe ulaşmasını sağlamalıyız.
Unutmayın!
Ses organlarının eğitimi diksiyonun altyapısını oluşturur. Ses organları eğitimsiz olursa diksiyon çalışmalarının her aşamasında tıkanıklıklar oluşabilir. Diksiyon çalışmalarının kendisi de dolaylı şekilde ses organlarının gelişimine yol açar.
SES ORGANLARI 1-DİL
Dilimiz ünlüleri hariç tutarsak diğer tüm seslerin çıkarılmasında mutlaka kullandığımız çök önemli bir ses organıdır.
“a,e,ı,i,o,ö,u,ü” den oluşan ünlülerin dilimiz sabit dururken seslendirilmeleri mümkündür. Sadece farklı ünlülerde çene ve ağız içinin aldığı pozisyonun değişimine paralel olarak değişik pozisyonlar alabilir. Dil, özellikle bazı seslerin çıkarılmasında en önemli organ olur.
Dil ağız içinde çok rahat hareket edebilmelidir. Dilin ön alt dişlerin köküne, ön alt dişlerin üst bölümüne, ön üst dişlerin köküne, kıvrılarak üst dudağa dokunabilmesi gerekir. Dilin ucu rahatlıkla kasılabilmeli ve kıvrılabilmelidir.
Dilin ağız içinde sağ ön ve arka yönde, sağ ve sol yönde veya ucundan kıvrılarak geriye doğru hareketi rahat olmalıdır.
Eğer dilimizin kaslarının dilimize rahat bir şekilde hakim olmasını sağlayamazsak özellikle dilimizi kullanarak çıkardığımız seslerin bozuk çıktığını görürüz.
HER MİLLETİN SES ÖZELLİKLERİ FARKLIDIR! (YABANCI DİL ÖĞRENCİLERİ DİKKAT)
Değişik milletlerin dillerindeki fonetik özellikler farklı dil yeteneklerini
gerektirebilir. Örneğin Japonca“tsu” sesi, İngilizce “the” sesi, Arapça’daki “peltek z”, “vav” sesi, eski Anadolu Türkçe’sindeki “ng” sesi Türkçe (İstanbul ağzında “ng”) fonetiğinde bulunmaz. Bu sesleri çıkarabilmek için de o milletlerin fonetikleri çerçevesinde dilimizi geliştirmemiz gerekir. Eğer dilimizin
kullanımının genel anlamda geliştirilmesini sağlamayı başarırsak, bu yeteneğimiz yabancı dil öğrenirken “telaffuzpronounciation” sorununu çok kolay aşmamızı sağlayacaktır.
Türkçe’de dil tembelliğinin en fazla olumsuz etkilediği sesler şunlardır:
“c, ç, d, j, l, n, r, s, ş, t, z”
Eğer bu seslerden herhangi birini çıkarmakta güçlük çekiyorsanız veya seste boğukluk, oluşuyorsa dil egzersizleri üzerinde yoğunlaşmanız gerekir.
DİLİ GELİŞTİRME EGZERSİZLERİ
Aşağıdaki alıştırmaları dilinizi yöneten ağız içi kaslarınızı iyice yoracak kadar tekrar ediniz.
1-Dilinizi ağzınızda sakız çiğner gibi hızla çiğneyin
2-Dilinizi ağzınızın içinde, çenelerinizin dışından, dudaklarınızın altından dairesel hareketlerle hızla dolaştırın.
3-Dil ucunu ön alt dişlere dayandırarak ağız içinde köklerden ileri geri hareket ettirin.
4-Dilinizi iyice dışarı çıkarınız. İterek uzun süre dayanın.
5-Dilinizi yuvarlatıp daralttığınız dudaklarınız ve çeneleriniz arasından içeri-dışarı hareket ettirin.
6-Dilinizin ucunu ön alt dişlerinize dayandırınız ve dilinizi kökünden içeri dışarı hızla hareket ettirin.
DİKKAT
Bu hareketler yapılırken şu iki noktaya dikkat edilmeli!
-Çene, doğal bir şekilde aşağı çekilmeli.
-Çene aşağı çekilirken, yumuşak damağın (damağın arka kısmı) yükseltilmesine dikkat edilmeli!
2-ÇENE
Güzel konuşmada çenenin rolü çok önemlidir. Konuşma esnasında çene, birbirinden farklı hareketleri ard arda HIZLA gerçekleştirmek zorundadır.
Çene açılır, kapanır, daralır, genişler. Alt çene ileri ve geri hareket eder. Ağzımızın üst bölgesinde bulunan dişlerin bağlı olduğu
kemik yapısı sabittir. dolaysıyla tüm bu hareketler alt çeneyi yöneten kaslar tarafından gerçekleştirilirler. Dikkat edelim: “ııı” sesini çıkardığımızda çene geriye doğru çıkmaya zorlanır. “aaa” sesini çıkardığımızda hizasından
aşağıya doğru açılır. “Üüü” sesini çıkardığımızda ileriye doğru geçmeye zorlanır. “ne” dediğinizde daralıp birden açılır. “Sen” dediğimizde önce kapanır, sonra açılır ve sonra yine kapanır. Tüm bu son derece karmaşık ama gerçekten karmaşık hareketleri hızla gerçekleştirir.
Çenemizin kullanımında sorunlarla karşılaşabiliriz. Çene kasları geliştirilmemiş ve kondisyonsuz olduğunda değişik hareketleri düzenli olarak ve sorunsuz şekilde yapamayız. Bu durumda bazı çene hareketleri kaybolur ve bu
kayboluş seste de kayıp oluşturur.
ÇENE DARLIĞI SORUNUNUZ MU VAR?
Diğer önemli sorun “çene darlığı”dır. Araştırmalar göstermiş ki, Türkiye toplumunda yaygın bir çene darlığı var. Dar çene açık ve yuvarlak sesleri bozuk seslendirir. Örneğin “aa”, “ıı” gibi anlaşılabilir. “Ooo”, “uuu” gibi anlaşılabilir. Eğer çenemizi yeterince sağlıklı kullanamıyorsak tüm seslerin çıkarılmasında sorunlar
yaşayabiliriz.
ÇENE EZGERSİZLERİ
Aşağıdaki alıştırmalarla çene açıklığını sağlama ve çenenin her hareketi rahatlıkla yapması amaçlanmaktadır.
1-Elinizi alt çenenize dayayarak “çak çak” diye bağırın. Aşağıya itilen çenenizin yukarıya itilmesini sağlayın. Böylece çenenizi aşağıya iten kaslarınızın güçlenmesini sağlayın.
2- İki elinizin içiyle yanak kemiklerinize masaj yapın. Avuçlarınızı alt çenenize doğru çekip çenenizi açın.
3-Yumruk yapılmış iki ellerinizle çenenizin altından bastırın. Alt çenenizi açın, başınızı geri itin ve alt çenenizi kapatın. Tekrar çenenizi açın ve başınızı daha geriye itin. Tekrar yapın.
4- Çenenizi hızla iyice açıp kapatın. Hızlanın.
5- Çenenizi hızla ileri, geri hareket ettirin.
6- Çenenizi dairesel hareketlerle hızla döndürün.
7- Ağız kapalı çiğneme HAREKETİ: Bu çalışma için çok zor bir harekettir. Sürekli alıştırma gerekir.Bir parça haşlanmış patates alın ağzınıza ve ağız kapalı bir şekilde 30sn süre çiğneyin. Bu hareketin ileri safhalarında çiklet ile 30 sn çiğneyin.
8- Diliniz ile sağ yanağını şişirin.
9- Diliniz ile sol yanağınızı şişirin.
3-DUDAK
Dudakların kullanılmaması durumunda bazı seslerin çıkarılması kesinlikle mümkün değildir. Dudak tembelliği olan kişiler özellikle dudakların kullanımıyla seslendirilen seslerde sorun yaşarlar.
Türkçe’de ağırlıklı olarak dudağın kullanımına dayandırılan sesler şunlardır:
“b, f, m, o, ö, p, u, ü, v,”
Bu seslerde bulanıklık veya anlaşılma güçlüğü oluşturan bir konuşma biçimine sahipseniz bu mutlaka dudak tembelliğinden kaynaklanıyordur.
Bununla birlikte dudaklar diğer seslerde de belli pozisyonlar alırlar. Bu yönüyle örneğin “ı, i,” gibi sesleri çıkarırken dudağın katkısı dikkate alınmalıdır. Bu sesler dudak olmaksızın da seslendirilebilirler ama istenen kalitede
seslendirilmeleri mümkün olmaz.
DUDAK ÇALIŞMASI
1-Nefesinizi ağzınızdan kuvvetle verirken “poffff” deyin. Hava dudaklarınızı basınçla itsin. Basıncın dudak kaslarınızı şiddetli zorlaması sağlayın.
2- Sıkı sıkı kapalı ve dişlerinize yakın -çeneniz kapalıya yakın- tuttuğunuz dudaklarınızdan üflediğiniz havanın dudaklarınızı kuvvetle üfürerek çıkmasını sağlayın.
3-Dudaklarınızı kapatıp ileri uzatın ve dairesel hareketlerle hızla döndürün. Aşağı yukarı, sağa sola hareket ettirin.
4-Çenenizi kapatın ve hızla “mı, mu, mı, mu” deyin. Ardından aynı şekilde şu sesleri tekrar edin: “fe, ve”, “pe, be”, “u, ü”, “o, ö”. Abartarak yapmanız ve dudak kaslarınızı yoruncaya kadar çalışmayı sürdürmeniz önemlidir.
5- Bir kalemi yatay olarak dudaklarınızda tutup “Benim memleketim. Bir ben vardır bende benden içeri” deyin. Dudaklarınız iyice yorulduğunda dudaklarınızı gevşetin ve kapalı tutarak havayı dışarı itin. Hava püfleyerek, dudaklarınızı titreştirerek dışarı çıksın.
6- Islık çalar gibi dudaklarınızı büzünüz ve bu şekilde tutunuz. Dudak kaslarındaki gerilmeyi hissediniz ve sonra gevşetiniz. Bu hareketi defalarca tekrarlayınız.
Ses egzersizlerine ne zaman başlamalı?
Ses egzersizlerine, ergenlik çağı tamamlandıktan sonra başlamak gerekir. Çünkü ses, ancak bu devreden sonra gelişir. Yani, kızlarda 17-18 yaş, erkek çocuklarda ise 18-20 yaş arasında olmalıdır. Bu yaşlardan daha erken, ses çalışmalarına başlamak, sesi bozabilir. Daha önceden yorulmamış ve bozulmamış sesler, daha ileri yaşlarda şan çalışmalarına başlayabilir
|
|
Peki bu dudak egzersizlerini nasıl yaparım ? Dudak egzersizlerini yapmanın birden fazla yöntemi var. Biz hepsinden kısa kısa bahsedelim.
Ayna'nın karşısına geçin ve harfleri A, B, C, D, E, F diyerek ağzınızı sağa sola oynatmadan dikkatli bir şekilde normal konuştuğunuz ses tonunun biraz daha yukarısında bir ses tonuyla harfleri okuyun. Ağız hareketlerinize dikkat edin, gelişi güzel yapmayın hareketi doğru yapmak sizin yararınıza.
Sigara tiryakilerinin bir çoğunun sigarayı bıraktıktan sonra sakız çiğnemesi de aslında dudak ağız egzersizine giriyor. Üst dudağınız ile alt dudağınız sürekli hareket ettiği için bilmeden egzersiz yapmış oluyorsunuz. Fakat günde 1-2 saat sakız çiğnemeniz önerilir. Dudaklarınızı yormamanız dinlendirmeniz sizin yararınıza, 1 saat sağ tarafınızla çiğniyorsanız, 1 saat sol tarafınla çiğneyin.
Bir başka yöntemde kalemi dudaklarınız arasında tutma, bu hareketi 3 set olarak yaparsanız ve kendinize program haline getirirseniz daha faydalı olur. Örneğin 1.gün 1 sette kalemi 1 dakika 2.sette 1,5 dakika 3.sette 2 dakika şeklinde uygularsanız dudaklarınız daha gergin ve güzel olacaktır. Bu hareketi 1'er gün arayla yapabilirsiniz.
Kadınlar aslında erkeklere nadiren bilmeden daha çok dudak egzersizleri/ yaparlar. Bunlardan birisi örneğin dudakları ruju dağıttığınız gibi iki dudağı birbirine dağıtıp sürmek bu da bir dudak egzersizi hareketidir. Yalnız bunu rujsuz olarak 1.sette 8 kere yapıyorsanız, 2 sette 10, 3 sette 12 şeklinde devam ettirmelisiniz.
Kurşun kalem çalışması:
Kurşun kalem dik olacak şekilde ağza alınır.v Yarım santimetre kadar ağza girecek şekilde dişlerin arasına sıkıştırılır.
v Bu şekilde roman sayfasının yarısını heceleyerek vurgulu okunur.
Vurguluv oku.
P Ç T K R M Z N harflerini abartılı olarak oku.
Dudak
Dudakların kullanılmaması durumunda bazı seslerin çıkarılması kesinlikle mümkün değildir. Dudak tembelliği olan kişiler özellikle dudakların kullanımıyla seslendirilen seslerde sorun yaşarlar. Türkçe’de ağırlıklı olarak dudağın kullanımına dayandırılan sesler şunlardır: “b, f, m, o, ö, p, u, ü, v,” Bu seslerde bulanıklık veya anlaşılma güçlü oluşturan bir konuşma biçimine sahipseniz bunun mutlaka dudak tembelliğinden kaynaklandığını düşünebilirsiniz. Bununla birlikte dudaklar diğer seslerde de belli pozisyonlar alırlar. Bu yönüyle örneğin “ı, i,” gibi sesleri çıkarırken dudağın katkısı dikkate alınmalıdır. Bu sesler dudak olmaksızın da seslendirilebilirler ama istenen kalitede seslendirilmeleri mümkün olmaz. dudak egzersizleriyle dudak kaslarımızın istenen her hareketi dudaklarımıza rahatlıkla yaptırmasını sağlamamız gerekiyor.
ALIŞTIRMA DUDAK ÇALIŞMASI
a) Nefesinizi ağzınızdan kuvvetle verirken “poffff” deyin. Hava dudaklarınızı basınçla itsin. Basıncın dudak kaslarınızı şiddetli zorlaması sağlayın.
b) Sıkı sıkı kapalı ve dişlerinize yakın -çeneniz kapalıya yakın- tuttuğunuz dudaklarınızdan üflediğiniz havanın dudaklarınızı kuvvetle üfürerek çıkmasını sağlayın.
c) Dudaklarınızı kapatıp ileri uzatın ve dairesel hareketlerle hızla döndürün. Aşağı yukarı, sağa sola hareket ettirin.
d) Çenenizi kapatın ve hızla “mı, mu, mı, mu” deyin. Ardından aynı şekilde şu sesleri tekrar edin: “fe, ve”, “pe, be”, “u, ü”, “o, ö”. Abartı yapmanız ve dudak kaslarınızı yoruncaya kadar çalışmayı sürdürmeniz önemlidir.
e) Bir kalemi yatay olarak dudaklarınızda tutup “Benim memleketim. Bir ben vardır bende benden içeri” deyin. Dudaklarınız iyice yorulduğunda dudaklarınızı gevşetin ve kapalı tutarak havayı dışarı itin. Hava püfürdeyerek, dudaklarınızı titreştirerek dışarı çıksın.
Etkili Konuşma Sanatı
* Giriş ve bitiş cümleleri hayati önem arzeder, dikkat!
* Ağzınızdan çıkan her cümle muhataplarınızı yakından ilgilendirsin, onların ihtiyaçlarına yönelik bilgiler ihtiva etsin.
* Gereksiz ayrıntılarla muhataplarınızı sıkıntıdan patlatmayın, beş dakikada bir ilginç ayrıntılara yer verin.
* Muhataplarınızın yüzüne hatta gözlerinin içine bakın, asla mırıldanarak konuşmayın.
* Ne konuştuğunuz değil nasıl konuştuğunuz önemlidir.
* Enteresan olaylara, merak uyandıran ayrıntılara yer verin.
* Anlatacağınız konu hakkında heyecanlı, arzulu ve şevli olun.
* Konuşmanızı dinleyicilerle paylaşın.
* Kendinizi dinleyicilerle özdeşleştirin.
* Kendinizden örnekler verin, samimi itiraflarda bulunun ama şahsi reklama girmeyin.
* Göze ve kulağa beraber hitap edin, bunun için teknolojiden faydalanın.
* Dinleyicilerinize sevgi ve saygı gösterin, bunu her birine tek tek hissettirin.
* Örnekleriniz bol olsun.
* Beden dilini ustalıkla ve şuurlu olarak kullanın.
* Asla yıkıcı, olumsuz, ümitsiz ifadeler kullanmayın.
* Ses tonunuz bazen hipnotik bazen vurucu olsun.
* Hazırlıksız konuşmamaya çalışın.
* Konuyla ilgili güldüren ama düşündüren esprileriniz mutlaka bulunsun.
* Somurtarak konuşmayın, tebessümünüz bol olsun.
* Anlattıklarınızın nasıl pratik hayata geçirileceğine dair yollar gösterin.
(Genç Beyin Dergisi, Mayıs Sayısı)
Konuşmada Başarılı Olmanın Yolları
A) KONUŞMA ÖNCESİ HAZIRLIK
1. Kendine Güvenme
2. Tedbirli ve İhtiyatlı Olma
3. Fiziki Kontrol
4. Zihnin Toparlanması
5. Hedef Kitleyi Tanıma
6. Konunun Seçimi
7. Amacın Belirlenmesi
8. Araştırma ve Bilgi Toplama
9. Konuşma Planı
10. Konuşma Provası
B) KONUŞMAYA BAŞLARKEN
1. Söze Başlarken Duruş, Kılık-Kıyafet Düzenlenmesi
2. Konuşulan Mekan ve Dinleyicinin Değerlendirilmesi
3. Göz İrtibatı
4. Ses Tonunun Ayarlanması
5. Konuşma ile Hareketler Arasında Uyum Sağlanması
6. Canlı, İnandırıcı ve İlgi Çekici Olma
7. Konuşma Süresi Kontrolü
8. Dikkat Çekici Bir Başlıkla Başlama
9. Belge ve Doküman Göstererek Başlamak
10. Fıkra ile Başlamak
11. Dikkat Çekici Bir Soru ile Başlamak
12. Sorunu Soruya Çevirmek ve Cevaplayarak Başlamak
13. Resmilik Sınırlarını Zorlamamak
14. Günah Çıkarmamak
15. Konuyla İlgili Düşüncesini Önceden Belirlemek
C) KONUŞMA SIRASINDA
1. Kısa Cümlelerle Konuşma
2. Bilinen Kelimeler Kullanma
3. Önemli Yerlerin Üstüne Basma; Ancak Farklı Ayak Kullanarak
4. Aynı Anlamı Veren Sözcükleri Tekrarlamamak
5. Soyut Kavramları Açıklamak
6. Sabırlı Olmak
7. Emir Vermemek
8. Gereksiz Hareketler Yapmamak
9. Yapmacık Bir Söyleyişten Uzak Durmak
10. İfadede Sıcaklık, İçtenlik
11. Yanlış Tonlama
12. EE, ıı, şey, filan vb. Sesleri Çıkarma
13. Argo ve Kaba Sözcükler Kullanma
14. Yersiz Duraklama
D) BİTİRİRKEN
1. Kısaca Özetleme
2. İlgi Çekici Bir Bitiriş (Özdeyiş, Atasözü, Fıkra, Şiir vb.)
3. Dinleyiciye Saygı ve Teşekkür
4. “Benim Konuşmam Böylece Bitti”
Doğru Konuşmayı Tehdit Eden Alışkanlıklar
Özellikle konuşmanın doğruluğunu bozan, kişinin kültürlü, ciddi ve güvenilir izlenimini zedeleyen bu tür alışkanlıkları sıralayalım.
Heceleri Atlayarak Konuşmak: Buna hece bağlamaları demek de mümkün. Sözcükleri olmaları gerektiği gibi değil, kısaltarak, bazı harflerini yutarak söylemek anlamına gelir. Bazı sözcükler bu nedenle bambaşka bir biçime girer. Bunda yöresel ağızların etkileri bulunmakla birlikte asıl neden dikkatsizliktir. Hızlı konuşan kişilerdeyse sözcükler tam olarak boğumlandırılamadığından, harf ya da hece kaybı doğaldır. Harf ya da hece atlamalarıyla ilgili en sık duyduğumuz örnekler şunlardır: gaste (gazete), nassınız? (nasılsınız?), mayne (muayene), hanfendi (hanımefendi), beyfendi (beyefendi), kitlemek (kilitlemek), hakkaten (hakikaten),di mi? (değil mi?), taam (tamam), anane (anneanne), satlık(satılık)…
Yanlış Öğrenilmiş Sözcüklerle Konuşmak: Bu durum sözcüğün bir harfini ya da hecesini yutmaktan daha farklıdır. Sonuçta sözcük tümüyle değişebilir. Kişi ya sözcüğü yanlış öğrendiği için, ya da söyleyemediği, boğumlama güçlüğü çektiği için yanlış seslendirir. Elbette burada da yöresel ağızların etkisi olmaktadır.
Yanlış kullanıma birkaç örnek verelim: Kirpit (kibrit), annam (anlam), alentrik ya da alentrink (elektrik), şemşiye (şemsiye) okşijen (oksijen), payton (fayton), eşortuman (eşofman), belber (berber), üş (üç), yannış (yanlış), antreman (antrenman), enfaktüs (enfarktüs)…
Yanlış Türetmeler Yapmak: ‘Evet, efendim. Hafif nemli bir bezle silerekten temizleyin!’ ‘Bu ceketi, içine koyu renkli bir bluz giyerekten de kullanabilirsiniz.’ ‘Şarkıcılarımız Batı’daki örnekleri taklit ederekten yetişiyor.’ ‘Mesleğe tezgahta çorap sataraktan başladı.’ ‘Kanıtları inceleyerekten şu sonuçlara vardık.’
Yukarıdaki ifadelerde yer alan ‘silerekten’ , ‘giyerekten’, ‘ ederekten’, ‘sataraktan’, ‘inceleyerekten’ gibi sözcükler, Türkçe’de yoktur. Fiillerin sonuna getirilen –ten ekiyle türetilen bu sözcükler, halk arasında sıkça kullanılmalarına karşın dil kurallarına aykırı, dolayısıyla da yanlıştır. Bu sözcükler, silerek, giyerek, ederek, satarak, inceleyerek biçiminde söylenmelidir. Ancak yanlışlığına karşın bu-ten ekiyle uydurulan sözcüklerin, toplumun her kesiminde son derece yaygın kullanıldığını vurgulamakta yarar var. Örneğin, sohbet/söyleşi programlarıyla ünlü, ciddiyetiyle saygı uyandıran bir televizyon programcımız bile şöyle diyebiliyor: ‘Bizler, sizin kitaplarınızı okuyaraktan, konuşmalarınızı dinleyerekten, uyarılarınıza kulak vererekten kendimizi yetiştirdik…’
Eh, sokaktaki vatandaş da kendini ‘tek tek basaraktan, bade süzerekten’ gibi şarkılarla yetiştirdiği için hoş görülebilir belki, ama gerçek şudur: Fiillerin bu biçimde türetilmesi kesinlikle yanlıştır. Benzer biçimde Türkçe’de ‘biraz önce’ anlamına gelen demin sözcüğü-cek ekiyle birleştirilir ve ‘demincek’ olarak söylenir. Oysa ‘demincek’ diye bir sözcüğümüz yoktur; uydurulmuştur. Bu tür yanlış örnekleri arttırmak mümkündür: sonra yerine ‘sonracıma’, elbette yerine ‘helbet’, mükemmel yerine ‘ mükemmelen’ kullanıldığını sık sık duyarız.
Fiil Çekim Eklerini Eksik Boğumlandırmak: Fiil çekimlerindeki ekler de, hece atlamalarıyla konuşmada olduğu gibi kısaltılarak söylenebiliyor. Sonuçta bu da bir tür yuvarlama sayılabilir ve fiilin bütünlüğünü ortadan kaldıran bir kullanımdır. Yöresel konuşmaların etkisiyle de yaygınlaşmıştır. Özellikle – miş’li geçmiş zamanın 2. tekil şahıs çekimiyle, 1. ve 2. çoğul şahıs çekimlerinde harf eksiltmesi ya da değişimi yapıldığını görüyoruz. Örnek: yapmışın (yapmışsın), gitmişiniz (gitmişsiniz), vermişik (vermişiz), okumuşun (okumuşsun), yemişiniz (yemişsiniz), uyumuşuk(uyumuşuz)…
Bazı fiiller, gelecek zaman çekimlerinde de kısaltılarak söylenebiliyor. Bu da kaçınılmazı zorunlu olan hatalı bir söyleyiş biçimidir. Vereceğim diye yazılan bir kelimenin ‘vercem’ olarak kullanılması bunun tipik bir örneğidir. Diğer örnekler: bakacağız (doğru boğumlandırılması ‘bakıcaz’, yanlış kullanımı ‘bakcaz’), gelecek (doğru boğumlandırılması ‘gelicek’, yanlış kullanımı ‘gelcek’), yazacaklar(doğru boğumlandırılması ‘yazıcaklar’, yanlış kullanımı ‘yazcaklar’)…
Örneklerden de anlaşılacağı gibi,fiilin sonunda dar söylenmesi gereken a,e gibi harfler tümüyle yutulmaktadır. Bu yanlış alışkanlığın kökeninde de yöresel konuşmaların etkileri yaratmaktadır.
Kaynak: Sesler, Sözler, Etkiler, Müjgan Özçay, Günışığı Araştırma Kitaplığı
Kötü Bir Konuşma Nasıl Yapılır?
1. Düzenli olmayarak.
Konuşma içinde kullanılabilecek dialar ya da PowerPoint sunu hazırlamaya ne gerek var? zamanınıza yazık değil mi? Gramer, okunaklılık hiç önemli değil.
2. Gereksiz malzeme kullanmayarak.
Örneğin birkaç dia eksik ya da tefegöz asetatı eksik kullanabilirsiniz.
3. Her şeyi uzatarak.
Sakın kısa ve özlü konuşmayın. Her şeyi şematik olarak göstererek doğru dürüst yazı yazamadığınızı mı göstermek istiyorsunuz? Her zaman uzun cümleler kullanın..hiç bir zaman anahtar sözcükler kullanmayın..Hatta mümkünse dialarda bütün paragrafı yazın ve kelime kelime okuyun.
4. Okunaklı büyük harflerle yazmayarak.
Alçakgönüllü olun ve küçük harfler kullanın. Nasıl olsa önemli kişiler önde oturur. Geridekileri ise boşverin.
5. Renk kullanmayarak.
Vurgulama için renk kullanımı iyi araştırılmamış gayriciddi bilgileri simgeler. Ayrıca bazı sözcüklerin renkli bazılarının renksiz olması aralarında eşitsizlik yaratır.
6. Çizim ve resim kullanmayarak.
Konfiçyüs "1resim = 10.000 sözcük" demişti ama yok canım o hiçbirşey bilmez..Ayrıca resimler kafası iyi çalışmayanlar içindir.
7. Dinleyicilerle göz teması sağlamayarak
Karşınızdakine saygı göstermek için gözlerinizi onlardan kaçırmalısınız. Hatta araya bir tül perde gerseniz konuşmanız daha da gizemli olur.
8. Zamanın kısaldığını gördüğünüzde konuşmanızı kısa kesmeyerek
O kadar dia hazırladınız ve insanlar sizin konuşmanızın tamamını dinlemek için geldi. Zaman kısaldıysa daha çabuk konuşun. Çok gerekliyse özetinizi ve sonuç bölümünüzü atlayın.
9. Konuşmanızdan önce prova yapmayarak
Prova yapmak için başka işlerinizden zaman çalmanız gerekir. Buna ne gerek var. Sizin önemli işleriniz var. Ayrıca önceden prova yaparsanız konuşma sırasında doğal görünmezsiniz. Eğer prova yaparsanız, yapılan her öneri için tartışmaya girin ve mutlaka size ayrılan süreden daha uzun bir konuşma hazırlayın.
9.madde en önemli kuraldır. Diğer sekizine uymasanız bile 9. Maddeyi uygulamak sizi ve konuşmanızı her zaman kurtaracaktır.
Konuşma Stratejileri
Hiç şüphesiz bizler konuştuğumuz zaman seslenme şekli ve ses tonumuzla yargılanıyoruz. Çekici olan ve ilgi çeken Akıcı ve açık konuşma, konuşmayı diğer kişiler için daha kolay hale getirir. Aynı zamanda inanılırlığı inşa eder ve yüksek konumlardaki kişilerin endamını ve önemini arttırır. Bu şekilde konuşma, toplumdaki profesyonel uzmanları ve hizmet organizasyonlarını etkilemede olumlu izlenimler bırakarak ek bir katkıda bulunur.
Açık konuşma ve diksiyon bir liderin müşterilerine, iş arkadaşlarına veya personeline hitabını etkilediği gibi karşıdakilerin vereceği yanıta da etki eder.
Akıcı konuşma ve diksiyon stratejileri, dinleyicilerin istenildiği şekilde duyabilmesi, anlayabilmesi ve cevaplayabilmesi için konuşmacının diksiyonunun hızlı ve açık olmasını sağlamayı amaçlar. Yetenekli daha doğrusu becerikli konuşmacılar kişiyi yabancılaştıran çok teknik veya şifreler içeren konuşma tarzından kaçınarak, sözcükleri adeta resimler, sesler ve duyular gibi kullanıp yeteneklerini genişletirler.
Bu sratejiler iş ve endüstri uzmanlarına aşağıdaki hususlarda yardım eder:
• Dinleyicilerinin ilgisini çekme amaçlı zengin sesleri, tonlamaları yaratabilme
• Daha iyi konuşma başarısı göstermeyi sağlayan ses kalıplarına ve konuşmaya uyumu ne zaman ve nasıl sağlayacağını belirlemek için kulak eğitimi
• Hakim aksan ya da telaffuzdan kaynaklanan yanlış anlamaları ortadan kaldırma
• Seslerde ve konuşmalarda dikkat dağılmasını önleme
• Birebir görüşmelerde ya da telefon görüşmelerinde kendi inandırıcılıklarını, otoritelerini ve kişisel varlıklarını arttırmak
• Sözcükleri kullanımı ve diksiyon yeteneği ile müşterilerinde akılda kalıcı bir izlenim bırakarak etkiyi arttırma
• Ses, ikna ve başarının güçlü kombinasyonunu nasıl kullanacağını keşfetme.
Yöneticiler İçin Diksiyon !
Kendimizden bahsetmeyi pek sevmiyoruz. Övünmek manasında değil, ama anlatmak ve paylaşmak anlamında zaman zaman kendimizden de bahsetmek gerektiğini düşünüyorum. Böyle düşünmemin sebeplerinden biri de diksiyon eğitimi.
Diksiyon; yani seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarını kurallarına uygun olarak söyleme biçimi, Türkçe eğitimimizde hep ihmal edilmiş bir husus. Diksiyon ismi, dilimize Fransızcadan adapte edilmiş bir kelime olup, konuşulan dilin incelenmesi ve kullanılması bakımından bilim olmakla birlikte; tiyatroda duru, açık vurgulama ve çıkaklara tam uyarak konuşma bakımında önemli bir bilim ve eğitimdir.
Diksiyon konusundaki ilk merakım ve ilgim, öğrencilik yıllarımda başladı. Yabancı dillere merak sardığım zamanlarda, dikkatimi çeken bir konu vardı. Her dili öğrenmeye başladığınız ilk nokta, alfabesi ile birlikte harflerin mahreçleri ve kelimelerin söylenişleri oluyor. Yani dilin teknik özellikleri yanında, söyleniş özelliklerini de öğreniyorsunuz.
Bu hususu fark ettiğimde kafama takılmıştı daha o yıllarda. Örgün eğitim kurumlarımızda yıllar geçirdim, ama hiç kimse bana Türkçe ile ilgili böyle bir eğitim vermedi! Yıllar sonra kendi gayretlerim ve çabalarımla öğrendim. İşte o zamanlar kafama kazınan bir konu idi bu; ‘Türkçenin diksiyon eğitimi’ de olmalı, hatta daha ilkokul sıralarında verilmeli diye.
İş hayatı ile iyice içli dışlı olunca dikkatimi çeken konu ise, bu kadar örgün milli eğitime rağmen, ortak bir dil ve söyleniş olmadığını ve bunun iletişim sorunlarına neden olduğunu fark etmiştim. Hep söylerim, teknoloji ve sistemler ne kadar gelişirse gelişsin, en temelde hep insanla insan karşı karşıyadır. Ve insanlar ‘dil’ ile iletişim kurarlar, ister yazılı ister sözlü olsun. Dahası diksiyon ve tiyatro eğitimi aldığımda öğrendim ki, insanlar imgelere verdikleri anlamlar aracılığı ile, yani ‘dil’ ile düşünüyorlarmış!!!
Yönetimin temel araçlarından biri de iletişim hiç kuşkusuz. Sürekli iletişim halindeyiz, verici (kaynak) yada alıcı (hedef) olarak devamlı bir iletişim içindeyiz. Ve bu iletişimin sorunsuz, doğru ve anlamlı olması gerekiyor. Ne tekim, zaman paradır. Hata ise hiç istenmez. Böyle olunca iş hayatında iletişim birden en önemli araç haline geliveriyor. İletişimin temel zemini ise ‘dil’ ve en temel kullanımı da konuşma. İş’te iletişim sorunlarının giderilmesi, temel çabalardan biri olmalı haliyle. Bu düşüncelerle, en nihayet bilgilerim ve fikirlerim netleştiğinde, bu sorunun teşhisini koymak, alenen ifade etmek ve bu sorunu gidermek için eğitim çalışması yapmaya karar verdim.
O vakte kadar diksiyon eğitimi denildiğinde, spikerler ve spikerlik eğitimleri akla gelirdi. Tiyatro çalışmalarının da olmazsa olmazı elbette. Onun dışında iş hayatına dönük tiyatro temelli, düşünce sistemlerini içine alan ve sadece kürsüde konuşmak için değil, hayatın tamamında kullanılmak için diksiyon eğitimine hiç rastlamadım o güne kadar. Yada benim bilgim olmadı.
Diksiyon eğitiminin, drama ve tiyatro bilimi ile birlikte olması gerektiği, tek başına söyleyiş eğitimin işe yaramadığı da öğrendiğim ve tecrübe ettiğim diğer bir husustu. O vakit, iyi tiyatro temeli olan bir eğitmen eşliğinde diksiyon eğitimleri yapmak için çalışmalara başladım. Hedef mi? Yöneticiler için diksiyon eğitimi. ‘Okumuş, yaşını başını almış insanlara bu eğitim gereksiz olur’ diyenler oldu elbette. Ama o kadar gerekli idi ki.
Tiyatro yönetmeni Ümit Baykurtalp’le tanışmam bu fikirlerimi icraata dökmek için bir başlangıç oldu. Önce; fikirlerimi, düşüncelerimi, yaşadığım tecrübeleri ve gözlemlerimi paylaştım kendisi ile uzun uzun. ‘Neden yöneticiler için diksiyon eğitimi?’ sorusunun cevabını aradık birlikte. Sonra; üç ay süren seri oturumlarda, Tiyatro temelli bir diksiyon eğitiminin müfredatı oluşturuldu. Yıllar süren araştırma, bilgi toplama, öğrenme ve gözlem çalışmalarının üstüne, üç aylık bir ar-ge çalışması yaptık yöneticiler için diksiyon eğitiminin müfredatını oluştururken. 2005 yılı yazı böyle geçti. ‘Bilgi ar-gesi olur mu?’ diyenlere bir örnek..
Yöneticiler için diksiyon eğitimini ve müfredatını duyurduk tüm Türkiye’ye. Gülüp alaya alan azınlığa karşın, çok takdir topladı çabamız ve eğitimimiz. ‘İsabetli ve gerekli bir çalışma olduğu övgülerini’ duyduk. Ve en nihayetinde peş peşe diksiyon eğitimi yapmaya başladı başkaları da. Eğitim firmaları için yeni bir pazar açtığımızı o zaman fark ettik. Büyük ve ticari bir pazar oluverdi birden bu çalışma. Eğitim ve danışmanlık firmaları birer ikişer müfredatlarına aldılar bu eğitimi. Diksiyon eğitimi furyası başladı...
Denizli’den yerel bir çabanın, ulusal bir pazar oluşturması; öncü olmak, örnek alınmak ve taklit edilmek, güzel ama!!!
Peşimizden gelen eğitimler salt ticari yaklaşımda ve içerikleri sulandırılmış halde oldu. Bizim ilk başta yola çıktığımız hedef dikkate alınmadı taklit çalışmalarda. Dahası, yetkin ve yeterli eğitmenler görmedim çoğunda. Spikerlik eğitimin yöneticilere sunulan versiyonu gibiydi çoğu. Drama ve tiyatro temeli ihmal edilmiş, düşünce sistemleri gibi temel unsurlar yok sayılmıştı. Salt kürsüde konuşma eğitimi olarak sunulanlarını bile gördüm.
Bu sebepten; bir taraftan bu eğitimlerin öncüsü olmak, örnek alınmak, taklit edilmek hoştu ama, bir taraftan da, böyle önemli bir çalışmanın peşimiz sıra ticari kaygılarla basite indirgenmesi ve sulandırılmasından da sorumluluk payı çıkarıyorum kendime ve üzülüyorum.
Bu tür eğitim çalışmaları, özel sektör için elbette ticari bir iş. Ama konunun sorumluluk, dürüstlük ve yeterlilik boyutu hiç ihmal edilmemelidir.
Yıllarla bilgi ve fikir temeli oluşturulan, üç aylık bir çalışma sonucunda uzmanı ile müfredatı hazırlanan, çok önem ve değer verdiğimiz, ve sonunda furya haline gelen bir eğitimin serencamı işte böyle..
Şarkılar ve Diksiyonun Sırrı
Kelimeler, kelimeler, kelimeler… Kelimelerden bıktım.
Şarkılarda ve şarkı söylemede en fazla yanlış anlaşılan unsurlardan biri diksiyon konusudur. “bu şarkıda ne dediğini anlamıyorum!” gibi bir cümleyi sıklıkla duyarız. Şarkıcı sözcükleri telaffuz ederken daha da zorlaştırır ve bunu yaparken tek sesleri kaybeder. Sessiz harfleri yutarak telaffuz etmek düzgün diksiyonu daha çok engeller. Gerçekçi bakarsak şarkı söylemek havada konuşmak gibidir. Çocukken konuşmamız duyguların ve düşüncelerin beden kontrolünde olmadığı özgür bir boşalım gibidir. Fakat bizim vücudumuz, sesimiz geliştikçe bu artık farklı bir boyut kazanır. Bu nedenle biz sesimizi duygularımızı yavaş yavaş bastırmaya bir şekilde kontrol etmeye başlarız. Düşüncelerimizi süzer ve vücudumuz sertleştikçe nefesimizi kontrol etmeye başlarız.
Vücudumuz gergin bir hale alıştığı zaman tekrar rahatlamak zaman alır. Konuşmak için daraltılmış bu ortamda yer alabilmek için bu daha sonraları bizim zihinsel, duygusal ve fiziksel doğamızın bir parçası halini alır. Sözcükleri telaffuz etmek bilinçli farkında olan aklın görevidir. Konuşmayı öğrenmek bu görevi daha bilinçsiz (farkına varılmayan) ve sezgisel bir duruma çevirir. Sözcükler farkında olan akılla bağlantılı kalırsa ses te dil ile bağlantı da kalır ve boğaz kapanır. Bizim organik sesimiz kapalı kalır. Böylece bizim tekliğimiz korunur. Bu gerçekleştiği zaman sözcükler aslında daha fazla telaffuz edilebilir. Ancak organik sağlamlık olmadığı için duygusal titreşimler olmaz ve dokunan bir müzikalite ortaya çıkmaz. Odak noktamız sözcükler olursa bunların hiç biri gerçekleşemez. Yalnızca doğru sesler doğru yerde olursa siz diksiyonunuzu “temizleyebilirsiniz.” Düzgün diksiyon tınlama uyumu gösterecek uygun ve düzgün ses gerektirir ancak sözcükler asla sesinizden önce gelmez. Ses telleriyle havanın uyumu sesin kendini yerleştirmesine izin verir-sözcüklerden bağımsız olarak. Bu oluşurken bir sihir gibi diksiyon düzelir yani temizlenir. Çünkü ses korkulu bir enstrümandır ve birden gerçek bir şarkıcı, gerçek kelimeler ve bütünlük ortaya çıkar. Bize rağmen, ses sihrini devam ettirir çünkü doğru uyum oluşturulmuştur ve müdahalemiz olmazsa akıcılık gerçekleşecektir. Bu aşamada bizim farkında olmayan aklımız devreye girer ve bizim sesimizle olmasını istediğimiz her şey gerçekleşmeye başlar. Sesin sabitliği, müzikalite ve diksiyon bizim olur ve bunun hepsi bilinçli hareket eden aklımızın kendi amacı doğrultusunda kullanmayı durdurması ve beynin görevi üstlenmesiyle ilgilidir.
Geçen yıl öğrencilerimden biri bana burada söylemek istediğim pek çok şeyi özetleyen şöyle bir makale getirdi.
“Yaratıcı, insanı dünyanın tozundan şekillendirdiği zaman kutsal kitap bize ‘O Yaratıcı’nın nefesini burun deliklerine üfledi.’ Demiştir. Bu insanı hayata getirmiş ve onun özünü temsil eder, nefes onun bedenindedir. Hayatın güzelleştirilmemiş nefesi, konuşmanın yapay şekillendirilmesinin özgürlüğü iletişimin en açıklayıcı biçimdir. Tek bir soluk, iç çekiş, çığlık bazen sayfalarca yazının söylediğinden daha fazlasını söyler çünkü onlar bizim içimizdekini betimlemezler onlar aslında zaten bizim içimizde olandır!”
İşte bu nedenle, ses kendisi, soluk alıp verme ve bunların kullanımı söylenen sözcüklerin taşıdıklarından daha fazlasını anlatıp, açıklayıcı konumda olabilirler. Unutmayın anahtar sestir, sözcükler değil.
DİKSİYON ETKİLİ PROFESYONEL İLETİŞİM
Bir malı ne satar?v
• BİR MALI, BİR İŞİ DUYGU SATAR
• AMA DOĞRU DUYGU
Eğer yaptığınız bir işe duygu katmazsanız sonuç alamazsınız.
DUYGUYU BUL
DUYGUYU ORGANİZE ET
DUYGUYU SAT
Fikirler insanları ayırır, duygular birleştirir.v
Üretenv insanın zamanı değerlidir.
Düşünen insanın zamanıv değerlidir.
Profesyonel iletişimin temeli satmaktır.v
SORU SORMAK
SORU SORMAYI ENGELLEME :v
Çocuğa yapabileceğiniz env büyük kötülük:
a. Soru sormasını engelle
b. Hayallerini yık
c. Duygularını yık.
SES EĞİTİMİ
Sesi ısıtır.
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7,v ..........80,....90, ... 98, 99,100
1 den 100 e kadar belirli bir ses tonu ile say
Sesin tizliği...
MAN, MEN, MİN, MON, MUN, MÜN, MIN,v MÖN
Mmmmmmmmmmmmaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaannnnnnnnnnnnnn
Ağız kapalı burundan ağızdan ağız kapalı burundan
Man sesi çıkarılırken harfler arasında kesinti olmayacak.
Sesi kuvvetlendirir.
1, 2, 3, 4, 5, 4, 3, 2, 1v
1 den 5 kadar sesin şiddetini arttırarak say, aynı şekilde azaltarak geriye doğru say.
Sesi kuvvetlendirir.
HAH, HEH, HİH, HOH, HUH, HÜH, HIH,v HÖH
Karından başlayıp ağızdan ses maksimum seviyede çıkacak
Sesi kuvvetlendirir.
PAH, PEH, PİH, POH, PUH, PÜH, PİH,v PÖH
Karından başlayıp ağızdan ses maksimum seviyede patlar gibi çıkacak
Çalışmalar: 1 yıl her gün yapılacak.
MAN, MEN, .....sürekli yapılacak.
Ses çalışması 11.00 ile 22.00 arası yapılabilir.
Toplum karşısında konuşmadan önce çok sıcak veya soğuk içecekler içilmemeli,
Konuşmadan 15 dk. önce kış aylarında ıhlamur içilebilir.
NEFES KONTROLÜ
Doğru nefes diyafram nefesidir.v
Nefes alırken önce karın bölgesi şişmeli, sonra ciğerlerin tamamı,
Nefes verirken önce karın bölgesi inmeli, sonra ciğerlerin tamamı inmeli.
EGZERSİZİ
Nefes al -göbek- sonra ciğerleri kullan. Sayı arttıkça zorlama oldukça nefes açılır.
1 den 5 e sayarak nefesi ver.
Sonra 10, 20 ye 30 u zorla 50 de bitir.
Her gün artır.
Her defasında 1 den başla
AZ YAP HEP YAP
DOĞRU NEFES ALAN DOĞRU SES ÇIKARIR.
BAŞARMAK İÇİN MÜTEŞEBBİS RUH...
KENDİM İÇİN
AĞIZ DUDAK TEMBELLİĞİ
1. U ve İ harflerini söylüyormuş gibi U ağzını büz, İ ağzını ger.
Günde 3 dakika, sabahları yap.
Dudak kaslarını geliştirir.
Dudak kasları kuvvetli olan sesin çıkışına hakim olur.
2. Kurşun kalem çalışması:
Kurşun kalem dik olacak şekilde ağzav alınır. Yarım santimetre kadar ağza girecek şekilde dişlerin arasına sıkıştırılır.
Bu şekilde roman sayfasının yarısını heceleyerek vurguluv oku.
Vurgulu okuv
P Ç T K R M Z N harflerini abartılı olarak oku.
3. Dil gerilmesi:
Dilini salla, ger: dil önemli konuşma organımızdır.
Boynu arkaya ger ki çenen gelişin.
VURGULAMA
Vurgulamada fikir ön plandadır.
Ne kadar iyi vurgulama yaparak konuşursan karşındaki o kadar iyi anlar.
TONLAMA
Tonlama konuşmaya duygu vermek için yapılır.
Hissettiğini net hisset ve karşı tarafa hissettir.v
Tonlama duyguyuv çıkarmamızı sağlar.
BEDEN DİLİ
MİMİK
JEST
Yaz aylarında yüzün gevşek olur.v
Yaz aylarında kendini sürekliv gerersen terlersin
İnsan sinirli iken kendini tutar. Kalemi, sağını solunu,v masayı,
İnsan kendine destek aradığı için tutma ihtiyacıv hisseder.
Bilirsen bedenine hakim olursun.v
Bir şeyi elinde tutmakv güçsüzlüktür.
Asla ellerini cebine atma-sığınmav
Doğal duruş ellerinv yanda olmasıdır.
KENDİN GİBİ OL...
Karşındakinin duygusunu anla ve “ben olsaydım” diye kendine sor, sorgula..
Konuşmada % 20 yetenek % 70 tekniktir.
Heyecanını kontrol et, çocuğa heyecanını kontrol etmesini öğret.
İtiraf et. Ne kadar itiraf edersen o kadar rahat edersin.
Ne kadar itiraf edersen o kadar az yaparsın.
FREKANS
KONUŞMA FREKANSLARI
1. GÖRSELLER
2. İŞETSELLER
3. DOKUMSAL DUYGUSALLAR
1. GÖRSELLER
Örnek: Fatih Altaylı
Hızlı konuşurlarv
Hızlıv düşündükleri için hızlı konuşma ihtiyacı doğmuştur.
Anlaşılmasıv zordur.
Konudan konuya atlarlarv
Cümlenin sonunu yutarlarv
Bir şeyiv görünce daha iyi anlarlar
Tasvirle anlatılabilir.v
“Görseller mutlaka hızlı konuşur”
Daha çabuk gaza gelirlerv
Bakmak, görmek kelimeleriniv farkında olmadan kullanırlar
Güzel ses, burun ve gırtlaktan dengeli çıkan sestir.
DENEME YAZILARI: kişinin benzetme ve örnekleme yönünü geliştirmesi için önemli
2. İŞETSELLER
Örnek: Hulki Cevizoğlu, Kemal Derviş
Ne hızlı,v ne ağır konuşurlar
Dengeyi iyi bulurv
Diyafram nefesini iyiv kullanır.
Duydunmu, dedi, gibi kelimeleri farkında olmadanv kullanırlar.
Diyaloglara önem verirlerv
Duyunca ve görünce gazav gelirler.
3. DOKUMSAL DUYGUSALLAR
Örnek: Hatemi, Teksoy, Türkan Şoray,
Herv olayın duygusuna, önem verir,
Manaya önem verirv
Çok ağır nefesv alırlar.
Dokunmaya bayılırlar.v
Karşısındaki kişiye§ dokunabilir.
Kendi yüzüne, pantolonuna, masaya ... vs dokunabilir.
Karşına bir kişi gelmiş ise sen onun frekansına geç.
Profesyonel iletişimde aynı frekansta
Topluluklar karşısında işitsel olmak zorundayız konuşmak esastır.
ANLATIMDA
Benzetme
Örnekleme
Diyalog kullan
Bunun için benzetme ve örnekleme arşivinin artması gerekir.
Dokunsal duysallar ile görseller çok zor anlaşır.
SORU SORMA TEKNİĞİ
SORULAR
1. Bilgi içermeli
2. Kısa olmalı
3. Anlaşılır olmalı
4. Yumuşak olmalı
5. Duygu olmalı
6. Yarar gözetilmeli
7. Genelleme yapılmamalı
Bilgili olmayan soru soramaz.v
Soruları tek tek sor.v
Kısa soruv cümlesi kur.
Soru cümlelerinin anlaşılır olmasına dikkat et.v
Dengeli,v yumuşak (hariciye tarzı) soru sor.
Gaza gelmeden sor.v
Karşı tarafıv kıracak sorular sorma.
Soru sormak insanı harekete geçirir.v
Herv sorunun cevabı hemen gelmez.
Soru sorma kalitesini arttır.v
Geneli bil,v ayrıntıyı sor.
Doğru soru hayatını değiştirir.v
Düşün öylev sor.
Hiç bilmediğin konuda önce araştır. Sonra sor.v
Öğrencilere; şu 5v sayfayı çalışıp bana sorular sorun diyebilirsiniz. Bunlar öğrencilerinizin soru sorma kalitelerini arttırır.
YARAR (BEN)
YARAR(SEN)
YARAR(HERKES)
Soru sorarken benim, senin, herkesin yararı olmalı.
Soru insanı heyecanlandırmalı.v
Konuşma ile insanları germev
İNSANLARI GÜLDÜRMEK
İnsanlar zıtlıklara gülerv
İnsanlarv insanlara güler
İtiraf et: Ben de sizin gibi iken ...v
Kendinle alayv et: Huysuz Virjin
Taklitler ile uğraşmav
Espiri yaparken gülme.v
Nev kadar eğlendirirsen o kadar iyi eğitirsin.
ENERJİ
Enerjiyi muhafaza etmek.v
Enerji hırsızı:v
a. Alenen çalanlar
b. Çaktırmadan çalanlar
c. Çaldığını bile fark etmeyenler.
Enerji çalarken insanlar:
a. Korkutucu insanlar
b. Acındırıcı insanlar
c. Mesafeli insanlar
d. Sorgulayıcı insanlar
Bu tarzlardan 4 de her insanda vardır. Fakat biri öndedir.
0-10 yaş arasında çocuklarav mutlak enerji verilmeli
İnsanlar enerjilerinin çalındığı yerdenv kaçarlar
İnsan yaptığı işte mutlu olmalı ki enerjisi artsınv
Kişiv kendini sorgulayıcı olduğu zaman dengeler.
Tiyatrocular, her organizeyiv yapan insanlar sorgulayıcı olurlarsa daha başarılı olurlar.
Bilgi insanıv dengeye ulaştırır.
Yönetici, öğretmen karşısındakinin enerjisini çalmasınv yeter.
Toplum Enerjisini Çalmak : Deprem, bölgesel felaketler.
Ülkelerin Enerjisini Çalmak: Savaşlar, çatışmalar: İsrail-Filistin
Enerjisinin çaldırmama yolu:
Acındırıcı: Acındırmaya devam ederse enerji toplar.
Çocuk kendini acındırırsa dinle
Yansıma-aynalama:
Adam dövmeye geliyor:”sen bana yumruk atarsan ölürüm ben” deyince duygularına cevap bulur ve vazgeçer.
Karşı taraf sana hangi duygu ile yaklaşıyorsa o duygu ile cevap verin.
Dünyanın tüm tuzaklarının iki temeli vardır.
Yem ve gizlilik.
Konuşmanın en önemli yeri başıdır.v
Konuşmanın başında minikv bir cimle başlayın (manşet)
Konuşmada yem duygudur.v
Konuşmadav kaşındaki toplumun ortak duygusunu bulmak.
Konuşmanın başında bilinenlev başlama
Konuşmada Sıralama
1. Manşet
2. Bilgilendirme
3. İnandırma
4. Eylem
En başta ne satacağını söyleme
Bir insan bir defa aldatılırsa gerçeklerden şüphe etmeye başlar.
1. Manşet
Kısa ve öz olmalı
2. Bilgilendirme (tez)
Hayattan örnek ver
3. İnandırma (antitez)
4. Eylem (sentez)
a. Tek hedef (ağzındaki baklayı çıkar)
b. Çözüm
Örnek:
1. Manşet
Beyazı sever misiniz?
2. Bilgilendirme
Ayşe teyze bir pilav yapar. Bembeyaz,
3. İnandırma
Annemin ise pilavı hiç öyle olmaz. Her zaman biraz sarıdır.
4. Eylem
a. Tek hedef (ağzındaki baklayı çıkar)
Öğrendim ki Ayşe teyze pilav yaparken limon sıkarmış.
b. Çözüm
Eğer pilavın beyaz olmasını istiyorsan pilav suyu kaynarken limon sıkmalısın.
BELLEK GÜCÜ
Tarih Ezberlemede Kotlama:
0 S,Z A
1 D,T E
2 N İ
3 M O
4 R U
5 L Ü
6 Ç,Ş,J I
7 K Ö
8 F,V H
9 B, P Y
C
G
Ğ
Örnek:
1071: 1 0 7 1
D S K T
İ E
|