İMAM ŞAMİL (1797 – 1871)
İmam Şamil 1797 yılında Dağıstan’ın Gimri (Genu) Köyünde dünyaya geldi. Babası Dağıstan halklarından Avar boyuna mensup Denga’nın oğlu Muhammed’dir. 15 yaşında, at binerek kılıç kuşandı. 20 yaşına geldiğinde iki metreyi aşan boyu ile atlama, ateş etme, güreş, koşu ve kılıç gibi spor dallarında üstün yetenek sahibi olmuştu. Velhasıl, yetiştiği yörede onunla boy ölçüşebilecek kimse yoktu.
Öğrenimine zamanın âlimlerinden Said Harakuni ve ünlü âlimlerin yanında başladı. Daha sonra kayın pederi olan Şeyh Cemaleddin Gazikumuki ve Şeyh Muhammed Yeraği gibi âlimlerden feyiz aldı. Dağıstan’ın ilk Lideri (1828 – 1832) İmam Gazi Muhammed ve Dağıstan’ın İkinci Lideri (1832 – 1834) İmam Hamzat Beg’in müşavirliğini yaptı.
Şamil, 1834 yılında Aşilta’da yapılan büyük kurultayda Dağıstan ve Çeçenistan İmamı (Devlet Başkanı) seçildikten sonra, istilacı Ruslara karşı koymak için alınan mevcut önlemleri daha da arttırdı: İdari ve askeri teşkilatları yeni esaslara göre tanzim etti. Eğitime önem vererek fikir ve sanat alanında da önemli gelişmeler kaydederek, Adli ve İdari sivil bir Devlet sistemi getirmişti. Döneminde tophaneler, baruthaneler ve her türlü silahhaneler yapılarak, birlikler halinde muntazam askeri teşkilat kurulmuştur.
Güçlü hitabeti, kararlı tutumu ve askeri dehasıyla büyük başarılar kazanmış, ünü dünyaya yayılarak, otoritesi Dağıstan dışında da Kuzey Kafkasya’da yaşayan geniş topluluklar tarafından benimsenerek kabul edilmiştir.
İmam Şamil, İdare sistemini yeniden düzenlerken, Ülkeyi Naiplik ve Vilayetlere ayırmıştı. Bu Vilayetlere hem askeri hem de sivil yetkilerle donatılmış Naipler atadı. Her vilayette biri baş Naip (Vali) olmak üzere dört Naip (Yardımcıları) bulunuyordu.
Her biri birer savaş kahramanı olan bu yüksek rütbeli Naiplerden Ahverdil Muhammed, Kabet Muhammed, Şuayib Molla, Taşof Hacı, Danyal Sultan, Nur Muhammed, Hitinav Musa, Sadullah, Duba Hacı, Surhay Alibey, Hacı Murat, Muhammed Emin, İmam Şamil’in oğlu Gazi Muhammed. Bunlar gazavatın başlıca kahramanları olarak tarihe geçtiler.
1839 yılında Ahhulgoh’ta (Çağrı Tepesi) 3.000 Müridi ile General Grabe komutasındaki 10.000’i aşkın üstün donanımlı Rus ordusunun yanında bazı vatan hainlerinin de yer aldığı kuşatmasına yaklaşık üç ay direnişi harp tarihine geçmiştir. Bu savaşta İmam Şamil’in 2.000’i aşkın Müridi ile eşi Cavharat, oğlu Said ve kızkardeşi Mesedo şehit oldular. 8 yaşındaki büyük oğlu Cemalettin’ni de Ruslara rehin vermek zorunda kaldı.
Şeyh Şamil, İmam seçildiği 1834 yılından 1859 yılına kadar Rusya’nın büyüklüğü ve kudretine rağmen yılmadan mücadeleyi sürdürdü. Kendinden önceki iki İmam’ın döneminde de fiilen savaşlara iştirak ettiğinden, durup dinlenmeden cihat ettiği süre yaklaşık 35 yılı bulmuştur. Bu Süre zarfında Rus kuvvetlerine büyük zayiatlar vererek birçok zafer de kazandı.
Ancak vaat edildiği halde dost ülkelerden hiçbir yardım göremeyen İmam Şamil’in nihayet elindeki bütün kuvvet kaynakları tükenir ve 1859 yılının 6 Eylül’ünde Gunib’de Prens Baryatinsky komutasındaki 60.000 kişilik Rus ordusuna, yanında birkaç yüz kişi kalıncaya kadar direndikten sonra ulemanın fetvasına uyarak teslim olur.
İmam Şamil ve maiyeti bir ay kadar Rus Çarının sarayında misafir edildikten sonra, saygın tutsak olarak Kaluga’ya gönderilir. Ancak İmam Şamil ve ailesine esaret çok ağır gelir. İki yıl içinde İmam Şamil’in saçları beyazlar. Büyük kızı Nafisat ile gelini Gazi Muhammed’in karısı Kerimat üzüntüden vereme yakalanarak yaşamlarını yitirirler.
Aradan on yıl geçtikten sonra Çar, O’nun Hac’ca gitmesine izin verir. Ancak bir tedbir olarak oğlu Muhammed Şafi’yi alıkoyar ve Hac'cı ifa ettikten sonra Rusya’ya dönmesini şart koşar. İmam Şamil, 1870 yılında ailesi ve maiyetindeki adamları ile birlikte Rusya’dan ayrılarak önce İstanbul’a uğrar. Sultan Abdülaziz tarafından bizzat karşılanarak sarayda ağırlanır. İmam Şamil’in İstanbul’a uğradığı haberi duyulduğunda şehirde yer yerinden oynamış, halk bu büyük kahramanı görebilmek için saray kapılarına akın etmişti.
İmam Şamil, aşkına düştüğü son menzile bir an evvel varmak için Sultan’ın kendisine tahsis ettiği gemi ile yola koyulur. Cidde limanında Mekke Emiri, şehrin ileri gelenleri ve mahşeri bir kalabalık tarafından törenle karşılanarak Mekke’de Şürefa dairesinde misafir edilir.
Hac sırasında İmam Şamil’in orada bulunduğunu duyan, dünyanın dört bir yanından gelmiş yaklaşık yüz bin Müslüman’ın onu görmek için yarattığı izdiham sonucu, Hükümet yetkilileri İmam Şamil’i Kâbe’nin üstüne çıkarmak suretiyle bu hayran kalabalığın arzusunu tatmin edebildi. İmam Şamil, Hac farizasını yerine getirdikten sonra Medine’ye geçer.
Peygamber Efendimize olan yakıcı aşkı ve O’na kavuşmanın heyecanı ile sel gibi gözyaşı akıtan Şeyh Şamil, sürünerek Resulullah’ın kabri şerifine, mübarek huzurlarına gelir. Başta Medine muhafızı Hafız Paşa, Seyitler ve dünyanın dört bucağından gelmiş Hacılar, heyecanla onu takip ederken, Kabr-i Saadetin kıble tarafına geçip, Resulullah'a gönlünün en derin yerinden gelen vecd ile:
“Essalatü vesselamü aleyke ya Resulallah! Esselatü vesselamü aleyke ya Habiballah! Esselatü vesselamü aleyke ya Seyyidel Evveline vel ahirin”
Diyerek selam verince, Resulullah’ın, selamına mukabelesi ile şereflenir.
Orada bulunanların da şahit olduğu bu hadiseden sonra, Şeyh Şamil, uzun müddet dua edip gözyaşı dökerek hasretini giderdi.
Medine günlerinde Şeyh Şamil’in takati azalır ve hastalanarak yatağa düşer. Bütün hayatını ülkesinin milli bağımsızlığına adayan, askeri dehasını bütün dünyaya ve hatta ebedi düşmanı Rus yüksek makamlarına dahi kabul ettiren, adını dünya tarihine “Gelmiş geçmiş en büyük gerilla lideri” olarak yazdıran İmam Şamil, 4 Şubat 1871’de 74 yaşında iken hayata gözlerini yumar. Allah rahmet eyleye…
İMAM ŞAMİL’İN VASİYETİNDEN:
(Avarca’dan Çeviri)
Öz ananız gibi sevin özgürlüğü,
O zaman yaşamınız da görkemli olacaktır.
Maddiyata; altına - paraya tamah etmeyin,
Zenginlik, başınızı döndürüp aldatmasın sizi.
Her şeyden çok sevin,
Dorukları karla kaplı antik dağlarınızı.
Mücadele edin özgürlük için,
Canınız pahasına da olsa koruyun onu.
Özgürlük olmasa yoksul Dağlılara,
Yaşam hakkı da yoktur…
İmam Şamil
|